31 Ocak 2010 Pazar

MAHALLE FUTBOL KÜLTÜRÜ

Son yıllarda modadır ülkemizde mahalle kültürü bitti bitiyor, dilimiz bozuluyor feryatları.. peki kim bozuyor dilimizi, kim bitiriyor mahalle kültürünü?
  Ben istanbulun zeytinburnu ilçesinde okudum büyüdüm, hani şu zamanında gecekonduları ile meşhur, gerçi benim çocukluğum o dönemin sonuna gelir 90 lı yıllar. Ama her şeyi net hatırlıyorum o döneme ait. Gecekonduları, bahçeleri, gizlice dalından koparıp yediğimiz elma, erik ağaçlarını, yaz geldiğinde boş arsalara kurulan panayırları, luna parkları, bizim sokakta hemen bir çırpıda kurulan futbol takımlarını ve diğer sokağa gidip mahalle maçı tekliflerimizi, mahallede olan ağabey kardeş ilişkisini, komşunun babasına amca annesine teyze diye seslendiğimizi, akşamları annelerimizin dışarıya çıkıp mahallece çekirdek yerken çocuklarlarla oynanan saklambaçı, yakan topu…
 Güzel dönemlerdi ve hatıramda her zaman çok hoş yer tutacak .. ama ben en çok mahalle maçlarını sevdim. Bana her duyguyu yaşattı çükü o anlar.. sevinci, hüznü, gol attığında tüm mahallenin üzerine atlayıp sevinci beraber yaşamayı, gol kaçırdığında kendini perişan hissetmeyi, iddalı maçlarda kapasitenin iki katı mücadele etmeyi…
Mahalle maçı ayarlamak zor zanaattır, kabiliyet, çevrede tanınma, koordinasyon kabiliyeti ister, öyle her istiyen diğer mahalle ile maç alamaz, madara oğlanı olursun mahalleye. Ast üst ilişkisi orda girer devreye, yaş olarak kim büyükse, kimin sözü geçiyorsa, kim diğer mahallenin çocuklarını tanıyorsa o ve onun yanında en az bir kişi gider öteki mahallaye yancısı olarak.. diğer mahalleye gidildiğinde yaptığınız hareketlere, hal ve davranışlara dikkat etmeniz gerekmektedir, nihayetinde bir bölgeyi temsil ediyorsundur. Mahalleye maçı almaya doğru giderken alınacak maç ile ilgili sohbet edilir kurallar konuşulur yancı ile beraber.. diğer çocuklar mahallede heyecanlı bir şekilde maç öncesi son antremanlarını yapıyolardır.. mahalleye varılır ve o mahallede kimin sözü geçiyorsa onun olabileceği sokaklar tek tek aranmaya başlanır (cep telefonları daha yok) yolda gördüğünüz mahallenin çocuklarına sorarsınız
-lan fatih, tarığı gördünmü
-arka mahallede top oynuyolar Gökhanlarla
-mahalle maçımı
-yok dokuz aylık
-tamam
-mahalle maçımı alcaksınız
-sanane sen önce bize borcun olan tasoları ver…
-tamam be olum geçen biliyosun hepsini Ahmet köktü
- ben anlamam haftaya süren doluyo bilmiş ol, okulda yakalarım valla
- tamam be olum vercez dedik
arka mahalleye gidilir Tarık bulunur ama direk muhabbete girme şansınız yoktur, usul gereği dokuz aylığın bitmesi gerekmektedir.. kendini hafif belli edebileceğin bir köşe bulunur dokuz aylığı izlemeye başlarsın, bunun bir avantajıda maç yapacağın çocukları yakından son kez takip edebilme şansıdır.. aranda hemen konuşmaya başlarsın yancıyla sessiz bir şekilde
-sarı tisörtlü çocuk çok iyi be abi
-olum sen yoktun son maç bizim küçük sülo çalım manyağı yaptı onu
-sülo da çok çalım atıyo be abi
- biliyom z.kicem belasınıda adam oynuyo.
-beyazlı kazma
-geçen maç ayağımı kırıcaktı ayı..
o arada diğer mahallenin çocukları tarafında görülmüşsündür. Onlarda da sözü kim geçiyorsa direk kuralı koyar ‘’10 da biter’’ son gol atılır ve maç müzakeresi için görüşmeler başlar
-lan Soner naber , son maçı kaybettiğinizden beri göremiyorum seni
-ulan attığınız golden önce faul vardı..
-olum mızıkma yenildiniz işte
-yiyosa gel saat beşte bugün coşkun sahaya
-adam yok
-burdakiler ne
-hakan yok olum en önemli oyuncum
-topa vurma özürlü olanmı
-size iki tane yazdı ama
-bomboş kaleye
-ben istatistiklere bakarım aslan
-bizdede ersin yok
- kör olanmı
-ulan gözlüklü olan körmü oluyo
-tamam o zaman arka mahalleden semihi alırım
-yoüükk yaaa
-var yaaa, sen oynatmıyonmu diğer mahalleden adamları.
-Hepsi bizim semtin çocuğu olum kim var.
-samet nerde oturuyo lan Tarkan sen biliyon
-bunların camiinin karşısında
-bak gördünmü
-camii bizim eve 300 metre olum
- 200 metreden uzağını oynatamazsın
-sallama lan hemen, kafandan kural yazıyon
-tamam olum bu kadro geliyorum, yenilirseniz limonatalar sizden
-tamam aynen sizde bize ama.
-Tamam lan
-topu getirmeyi unutma
-sizde atletle gelin biz çıplak oynıycaz bu sefer ……
maç anlaşması yapılmış mahalleye doğru hızlı adımlarla ilerlenir. Çocuklara maçın alındığı iletilir, kısa bir süre herkes evlere dağılır üst değişikliği için.. o sıra anne bir şey pişiriyorsa acele bir şekilde ekmeğin arasına doldurtulur maçtan önce yolda giderken mideye indirilir…
maça giderken grup lideri son taktikleri verir ve motive edici sözcükler kullanır
-olum hayrettin bu maçta kovalık yapma z.kerim geçmişini
-adam doksana vurunca ben nasıl çıkartıyım yaeeaa
-ulan ne doksanı iki tane beşlik yedin adamlar iki saydı
-ben kalede oynamam abi
-forvetmi oynıycan lan
-oynatmazsınki..
-ne z.kime konuşuyon o zaman lan, kadro dışı bırakırım valla
-aga artık oraya bi direk yapalım her taşın üstünden giden topa gol diyo i.neler
-yapıcaz, hepsini yapıcaz, file bile takıcaz
-tribünde olucakmı abi
-yok ebenin a.ı hayrettin!
maç yapılacak sahaya gelinir. Kaleci kaleye geçirtilir başlanır topa zımba gibi şut çekmeye, öyle ısınma,koşu, açma germe hikaye… en iyi ısınmanın yolu kaleciye şut çekiceksin.. neyse efendim maç başlar biter kim kazandıysa şen şakrak eve doğru giderken hala maçın şokundan çıkamamış yerde yatan çocuklara iğneleyici laf sokulur. Nasihat verilir, polyanna çocuklar okuldan mahalleden olan akadaşlarını teselli eder.. kazanan takım mahalleye bir zafer kazanmışçasına girer, hemen kendi aralarına maçın adamını, golünü seçerler, hüzünlü, olan bir daha o maçı hiçbir zaman hiçbir yerde izleyemiceklerini bilmeleridir, ne goller atmışsındır maçta ama sen ve o an maçta olanlar dışında kimse görmemiştir, annen banana anlatırsın ne yaptığını maçta heyecanla onlarda he hee deyip geçerler,görenlerde zaten sadece bir kez bu şerefe nail olabilirler.

Kaybeden takımda günah keçisi genelde gözlüklü, hafiften tombul yada kaleci seçilir ve bir veryansın başlar
-hayrettin z.ktin anamızı yine
-ben naaaapiim beü abii, dedim sana kaleci olmıyım diye
-ulan s.ktirgit gözüm görmesin seni
-defans yok apii defans, auman olsa biyere kadar
-ulan sus bide defans diyo, orta sahadan gole defans ne yapsın
-geçen bi yerde duydum, pres diye bişey varmış artık futbolda
-ne dıyon lan öle pres mress, küfürmü bu yoksa İngilizce
-yok be api ortasahadada artık defans yapılıyomuş, öle artık durarak futbol yokmus
-afferim lan hayrettin seni bu futbol kültürün için takımda tutuyorum. haftaya bu taktikle çıkıcaz sahaya 'tam saha press'
-bide artık öle sergeen, oğuz, Rıdvan gibi futbolcular yerine savaşan ortasaha tercih ediliyomus
-yok daha neler. Ulan sergensiz futbolmu olur
-anlamadın abi….
-ulan sus lafı değiştirme anamızı z.ktin yine bu hafta…
Neyse efenim nerden nereye geldik.. ben bunları neden yazdım buraya.. teknolojinin gelişmesi nüfusun artması ile beraber o boş olan arsaların yerine kocamaaan binalar dev alışveriş merkezleri dikildi.. çocuklara oynayacak bir kaldırımlar kaldı onada kaldrımın hemen yanında evi, dükkanı olan izin vermiyor.. halı sahalar var ama paralı… çocuk napıyo ne uğraşıcam lan diyo sizinle, giderim bilgisyarımın başına açarım, fifayı alırım real madrıdı oldum sana cristiano ronaldo… benden iyisi yok, hem top oynasak ayağıma vuruyolar, düşüyorum, maçta bir o kadar terliyorum, en iyisi evde güzel güzel kolamı cipsimi alır takılırım fifaya..adamın suçu yok ben olsam aynısını yapardım heralde..
 Ama içime sindiremediğim insanların kendi değerlerini yok sayıp başkalarınınkine balıklama sahip çıkmaları yüceltmeleri. Blogları okuyoruz hepimiz, gerçektende çok yetenekli, kaliteli yazarlar var. Ama bazen öyle şeyler okuyorum ki üzülüyorum.
Geçtiğimiz  günlerde italyada yılın bidonu seçildi. Bidonun esprisi en kötü oyuncu manasına gelmesi. Şimdi sen bunu araştırdın sözlüğü açtın baktın ve (İtalyanca kelimeyi şuan bilmiyorum) o kelimenin karşısındaki bidonu gördün, laaap yapıştırdın bloga ‘’turkıyede yılın bidonu kim?’’ ‘’bidonu seçiyoruz’’ gibi anketler. Arkadaşlar öncelikle yabancı dillerdeki her kelime her cümle direk türçeye cuk oturmuyor, onları biraz zımparalamak gerekebilir bazen, sen sözlükte gördüğün kelimeyi zart diye çevirince olmuyor.. o omzunların üstünde taşıdığımız cismi çalıştırmak gerek zaman zaman.. onlar bidon dedi diye illa seninde o kelimeyi kullanman gerekmiyor, düşün bir biz ne diyoruz bu terime.. şimdi soruyorum size biz Türkiye de kötü futbola oynayan kişiye ne olarak hitap ederiz? Elbette ‘kazma!’. Sen yılların kazmasını alıp bidon yaparsan olmuyor, olmaz .. bidon bana daha çok kötü kaleci çağrışımı yapıyor nede olsa bizde kova diyoruz hayrettin gibilere.. yani bize yeni terim sokmaya çalışma, onlardan bizde çok daha güzelleri var zaten … sonrada çıkıp ‘efendim dilimiz bozuluyor’‘yabancı özentisi gençlik’ dersen bir esprisi olmuyor savunduğun şeyin.
‘’Bu hafta man of the match gerçek bir box to box orta saha olduğunu gösteren ernst oldu!! ‘’

Hiç yorum yok: