4 Kasım 2010 Perşembe

Filippo Inzaghi

Dun aksam Real Madrid 1-0 one gectiginde SanSiro'da cit cikmiyordu, Italyanlar daha o dakikadan itibaren umidini kesmisti takimlarindan, sonucta yeni bir kac takviye yapsalarda Milan hala 10 sene onceki oyuncularin iskeletini olusturdugu Milan'di ve Milan'lilar da artik kabuk degistirmenin zamaninin geldigini cok iyi biliyorlardi. Saha kenarinda bir adam vardi 37 yasinda, saha icinde olmasa bile maci yasayan bir adam.  Ronaldo kendisini Abate'nin darbesinden sonra Hulya Kocyigit gibi atinca yedek klubesinden gelip hesap sordu, ustune yurudu artistin, isyan ediyordu Rondaldo'ya..  Ikinci yari oyuna girince bizim Tuncay Sanli presi diye tabir ettigimiz baskiyi uyguluyordu tek basina, deli danalar gibi bir saga bir sola kosuyor, ellerini yana acip San Siroda uyuyan taraftari uyandirmaya calisiyordu, fakat saman alevi gibi suren destekten sonra San Siro tekrar uykuya daliyordu, bir gol gerekliydi taraftari uyandirmak icin,  Ibrahimovicin ortasinda en iyi yaptigi seyi yapiyordu, dogru zamanda dogru yerde olup cok zor olan seyi bebek oyuncagi gibi gosterip topu bos kaleye kafasiyla gonderiyordu ve Tardelli cigiligini atiyordu SanSironun miskin  taraftarlarina, uyuyan dev uyanmisti artik, her pozisyonda bagrismalar, isliklar, tezahuratlar daha da artiyordu, Bizim Inzaghi 1 metre ofsyat olmasina ragmen o minyon vucudu sayesinde goze batmiyor ve ikinci golu Casillasin altinda yuuvarlayiveriyordu.. Artik gun onun gunuydu.. Attigi 2. gol Avrupanin en golcu futbolcusu yapiyordu onu Raul ile birlikte, bu golleri Raul'un eski takimina atmasinida bir dipnot olarak ekleyelim.. Real Madrid'in son dakikada buldugu gol Inzaghi'nin tum emegini alip gitsede dun gece onun gecesiydi. Fatih Terimin Milani calistirdigi sezon transfer edilen Inzaghi belkide Terimin Milana en buyuk hediyesi..

3 Kasım 2010 Çarşamba

Gareth Bale ve Arda Turan

  Aslinda cok buyuk futbolcu olur denmeye baya onceleri baslanmisti bu zat hakkinda ama kimse bu patlamanin bu derece yanki uyandiracagini kestirememisti, Inter'e daha iki hafta once hat trick yapip dun aksam iki tane birbirinden harika asist yaparak gozlerdeki pasi sildi.  Bu asistler oncesinde attigi deparlar insanustu suratli olup yaptigi orta degil pas olunca gozlerime inanamadim ve attigi deparlarin birisi 70. dakikada digeri 88. dakikada olmasi sebebiyle uzun sure kendime gelemedim.

 Futbol hayatina Sol bek baslayip goller ve asistler yaparak yavas yavas kendisini ortasahaya atmis bir oyuncu Bale, bugun degeri 50 milyon euro civarinda oldugu konusuluyor, oysa Tottenham onu Southampton'dan sadece 5 milyon Streline getirmisti.. Futbola ilk basladigi yillarda sol bekte olmasinin nedeni suratini akliyla birlestirememesiydi, bugun ona baktiginizda goreceginiz ilk sey komple bir futbolcu olmasi tabii bunlarin hepsi durduk yerde olusan seyler degil, bir futbolcu suratli olabilir fakat bunu 90 dakikaya yayamaz, Bale'de gordugumuz sey inanilmaz bir kondisyona sahip olmasi ve belkide suan Avrupada en iyi kondisyona sahip olan oyuncu.. Topu ne zaman alirsa alsin suratlanabilen ve bu suratini finale kadar surdurebilen oyuncu olmasi onu degerli yapan en buyuk etken.

 Burada bir parantezde genc oyunculara acmak istiyorum, genelde Turk futbolunda genc futbolcular sans bulamamaktan dert yaniyorlar, fakat sahaya ciktiklarinda ellerine gecen firsati ne kadar olumlu kullaniyorlar, antremanlarda ne kadar calisiyorlar, ne kadar ozel antreman yapiyorlar orasi tartisilir. Bale'in gecirdigi evrim calismanin urunudur, azmin sonucudur, tanrilarin onu odullendirmesidir. Fizigini 20 li yaslarina kadar gelistirmeyip sadece top teknigiyle biryerlere gelecegini dusunen oyuncular Avrupadaki meslektaslarini iyi izlesinler, bugun Bale ile Arda Turan ayni mevkinin oyunculari,  Bale 21 yasinda Arda 23 yasinda..  Avrupada futbolcularda ilk aranan ozellik tempo, ikincisi fizik, ucuncusu zeka,  bu ucunu birarada bulundurmayan oyucular siradan futbolcu sayiliyor artik.

  Sonuc olarak dun aksam bir yildizin dogusunu kendi gozlerimle gordum, gelecek 10 yil daha onu izlemenin keyfini cikartacagiz, yaslanan Giggs sonrasi Manchester'in oyle bir oyuncuya ihtiyaci var yada Malouda'nin yerine oyuncu arayan Chelsea'nin yada Pedro yerine Bale'i koyarak kupalara amborga koyacak Barcelona'nin.. Gelecek yil onun  onun yili olacagi kesin..

27 Ekim 2010 Çarşamba

Boston Celtics& Miami Heat& Semih Erden

NBA'de sezon Boston Celtics&Miami Heat karsilasmasiyla start verdi. Sezon oncesinde kadrosuna Lebron'u ve Bosh'u katan Miamiden beklentiler cok buyuktu, en azindan herkes guzel basketbol bekliyordu. Fakat Celtics karsisinda nasil performans ortaya koyacaklari muammaydi sonucta son yillarin en iyi kadrolarindan birisine sahip olan bir takimdan, gecen sezon finalin 7. macinda sampiyonlugu ellerinin arasindan kaciran bir takimla mucadele edeceklerdi, ustune kadrosunda Shaq ilavesiyle pota altinda ligin en sert olan takimlarindan birisi haline gelerek.

    Wade'in sakatliktan cikmasi nedeniyle Big 3'nin en cok one cikmasi gereken adami Lebron olacakti, O da karsilasmaya tutuk baslayinca Celtics daha ilk ceyrekte farki acmaya basladi, Ozellikle set hucumlarinda istedigini yapan Celtics'e bir cozum uretemediler. Kevin Garnett'in mac boyunca buldugu basketlerin hepsi birbirnin kopyasiydi, Garnett ozellikle hucumda Bosh'a ustunluk kurdu. Ray Allen'in elinin sicak oldugu bir karsilasmada onu durdurabilecek bir takim zaten yok, Miami onu durdurmaya calisirken pota altinda surekli acik verdi. Celtics pota altinda Shaq ve Davis ile cok kolay basketler buldu, hatta Shaq pota altinda buldugu pozisyonlari baskete cevirse bugun en skorer oyuncu olmasi isten degildi, yasli olsa bile Dev cussesini hala cok etkin kullandigini soyleyebilirim, ilk ceyrekte vurdugu smac ile 2000 li yillarin basina gittim, potanin cemberi neredeyse parkeye degecekti o derece..

    Ikinci yarida Lebron kendisine gelsede arkadaslari ona eslik etmeyince Boston farkin kapanmasina izin vermedi, bir ara fark 3 e kadar dussede Ray Allen attigi kritik uclukle takimina nefes aldirdi ve maci oracikta bitiriverdi. Rondo yaptigi 17 asistle kendisini ne kadar gelistirdigini gosterdi, artik takimin liderligini Pierce'tan almak uzere.

   Miami Heat Big 3 disinda cok goze batan isimi yok, biraz Haslem diyebiliriz, fakat NBA'a bu uc isim sampiyonlugu kazanmaya yetmez, diger isimlerinde benchten gelip katki yapmalari gerekir, Boston'in sayi dagilimina baktiginizda takimdaki dengeyi gorebiliyorsunuz, 4 oyuncu cift haneli skorlara ulasti ve en skoreri Ray Allen 20 sayi kaydetti, Miami'ye baktiginizda 2 oyuncu cift haneli sayilara ulasti biri Lebron 31, Digeri Wade 13.. Big 3 uclusu ortalama 60 sayi uretemezse Miami'nin isi cok zor olacaktir, benchleri cok zayif, dogunun hala favorisi Boston, kadrolarinda Garnett, Ray Allen, Pierce, Rondo, Shaq, Jermain Oneal, Davis ve birde bizim Semih var.

   Semih'e bir parantez acmak gerekirse, dun aksam hic sure alamadi fakat bu beklenen birseyde degildi zaten, Miami maci gunu onemli bir karsilasmada caylak olarak oynamaniz zordur, ilerleyen gunlerde Boston skor farkini actigi anlarda oyuna girecektir, kendisnin inanilmaz bir avantaji ligin en degerli uzunlariyla beraber idmanlara cikiyor olmasi, power forvet olarak Garnett'ten ogrenecegi cok sey var, pivot olarak gelmis gecmis en buyuk isimlerden birisi Shaq ona zaten abilik yapiyor, idmanlarda onlari hep beraber goruyorum. Shaq 38 yasinda ve artik son sezonu, Semih hamlesi gelecek sezon icin yapilan bir hamleydi bu sezon biraz tecrube kazandiktan sonra seneye ilk % cikacagi karsilasmalar olacaktir, eger sutunu en az Glenn Davis kadar gelistirebilirse onu kesmemesi icin hicbir neden yok. Hido sayesinde burda Turklere inanilmaz bir guven ve sevgi var, herkes onun gelecekte cok iyi bir basketbolcu olacaginda bahsediyor, umarim bizleri ve Boston'lilari yaniltmaz..

12 Eylül 2010 Pazar

BESIKTAS ANKARAGUCU

Daha oncede yazdigim gibi bundan boyle Besiktas ile ilgili yazilarimi http://sonkartallar.blogspot.com/ adresinsinden okuyabilirsiniz. Besiktas Ankaragucu mac yazisi icin ziyaret edebilirsiniz.

9 Eylül 2010 Perşembe

SON KARTALLAR

Yaklasik 2.5 yil bu blogta paylasimlarimiz oldu, blogu kurarken amacimiz 4 universiteli arkadas birbirimizle aramizda eglenmek olmustu, daha sonrasinda bayragi ben tek basima devraldim ve o zamandan beridir buraya aklimizdakileri karaladik. Tek basina blog yurutmek tam mesai isteyen is gibi, artik saglikli zaman ayiramiyordum yada bir post icin 2 saat arastirma yapamiyordum, bu yuzden yeni bir besiktas blog projesi dusunduk ve bugun hayata gecirdik,  besiktasla ilgili benim ve dokuz tane daha  degerli yazarin yazilarini bu adresten  okuyabileceksinizhttp://sonkartallar.blogspot.com/ . Bu bir veda mesaji degil asvalttaicenlere artik avrupadan futbolu, sinemayi ve sosyal konulari yazacagim.  Tekrar gorusmek uzere.

7 Eylül 2010 Salı

Hayri Ulgen

Hayri Ulgenin kose yazisindan bir paragraf :
  "Tabii ki Beşiktaş futbolcularında onurları varsa, bu takımı şampiyon eder ve kazanacakları kupaları da o sözün sahibi Adnan Polat’a hediye ederler."

1 Eylül 2010 Çarşamba

BESIKTASIN FORVET TRANSFERI

  Teknik Direktorunuz cikiyor "elimde Bobo ve Nobre gibi iki uzun forvet var, simdi biraz daha seri ve kisa boylu bir forvet istiyorum" diyor, aylardan beri bu tanima uyan Robinho ismi geciyor, daha sonra uzak forvetlerin krali Podolski gundeme  dusuyor, sonrasi 3 buyuklerin buyuk aski Sercan gundeme geliyor, besiktaslilar cesitli romantik takas hayalleri kuruyorlar (Fink, holosko= sercan...).. Sonra Benficali bir genc isim Rodrigo, o isimde teknik direktorun istedigi tip bir oyuncu fakat o transferde gerceklesmiyor, artik transferin son gunleri rakipler Son rutuslarini yaparken Besiktasin gundeme bomba gibi dusmesi beklenen transferi bir turlu gerceklesmiyor, Robbie Keane ismi yazilmaya baslandiginda artik taraftari Keane gibi bir adam bile kesmiyor... Yukarida yazdigim isimlerin Hepsi Schusterin tarifine cuk oturan isimler, eger bu isimler medyanin pompaladigi isimler degil ise, Besiktas dogru adamlarin pesindeydi fakat son dakikada getirilen adam Fatih Tekkenin getirilis amacini biri bana anlatsin.. Schusterin istedigi oyuncu tipiyle alakasi yok, iyi futbolcu oldugunu tartismiyorum, Ben sisteme uyacak bir isimmi onu sorguluyorum sadece... Schuster elindeki  forvetler Fatih Tekke, Bobo, Nobre 3 farkli isim olsada, ucude saha icinde assagi yukari ayni isciligi yapabilecek adamlar, Schusterin mantalitesi, icerde veya disarda one gectigimiz maclarda geriye yaslanirken bulacagimiz ani kontrataklarda topla uzayip gidebilen bir forvetti, Bu uyuma tek uyan isimin gonderilmek istenen Holosko olmasi manidar...Ben Schusterin bu kadar ofansif oynamasini sadece bu nedenle bile aciklayabilirim, Besiktas geriye yaslandigi zaman o hantal ve ayagi teknik olmayan forvet hattiyla rakip kaleye gitmesi dakikalar aliyor, Bunu ongorebilen Schusterde Forvet ve hucum oyuncularina rakibin birinci hattinda baslayan pres uygulatiyor, eger o kisa ve seri forveti bulsaydik ozellikle Avrupa maceramizin daha uzun surebilecegini soylemek pek abarti olmazdi sanirim...

30 Ağustos 2010 Pazartesi

COK YAKINDA

bloga bu aralar yazamiyorum, sebebi  yeni bir blog olusumu icin  ugrasiyor olmamdir, en kisa surede yeni yazar kadrosuyla buradan tasinip kendimizi yeni mecralara atacagiz, cok yakinda yeni adresimizde gorusmek uzere.

29 Ağustos 2010 Pazar

Besiktas Karabukspor

Macla ilgili soylenecek cok fazla birsey yok, Sahaya bakiyorsun patates tarlasi, Sahanin cizgilerine bakiyorsun 8 ciziyor, cokmu zor bu sahayi duzenlemek. Karadenizin o yesili nerede ben merak ediyorum, yoksa o yesillik sadece Karabukun stadinami ugramiyor? Ligdeki tek isci takimi unvani sahibi bir takimin sahasinda guzel futbolcvu Guti golu atiyor, Eliyle zafer isareti yapiyor yakin cekimdeki kamera o isareti saklamak icin cebellesiyor...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

OTO FARESI

   Bir insan dusunun yaptigi her harekette tarafli tarafsiz herkesin nefretini kazanabiliyor ve bunu yaparken o kadar dogal olabiliyorki yadirgamiyorsunuz onu, sanki o kisiliksiz insanlik uzerine yapismis gibi hani sonradan eklenmis gibi durmuyor gayet dogal, Gecen sene yaptiklarina hic girmek istemiyorum, Bu aksam muthis bir karsilasma vardi nede olsa tarafsiz izliyorum yapilan karsilikli top kayiplari diger kalede pozisyonlar doguruyor ama arada bir tane istisna var sadece maci katletmeye yariyor yaptigi her hareket itici. Bu insanoglu eger futbolcu olmasaydi inaniyorumki Brezilyada kose basinda takilir torbacilik yapar yada oto faresi falan olurdu, Serkan balciya attigi topla karsik tekmeyi Bizim polis Hakem yutkundu, Fenerbahce son dakikalarda bir Frikik kazandi gitti kalenin icine kadar amacsiz bir sekilde orda durdu, bende bekliyorum acaba ne yapacak diye yok kalenin icinde dursa oyun sahasinin icinde olmadigi icin topa mudahale etme sansi yok, kale cizgisinin ustunde dursa direkt ofsayt, amaci sadece kufur yemek kendisini insanlardan nefret ettirmek, sanki yedigi kufurleri duyduda  frikik kullanilmadan once terketti kalenin icini, Fenerbahcenin Hoghlu, Ucheli donemini net hatirliyorum, Ortegalar, Anelkalar geldiginde bir futbolsever olarak sevinmisimdir, Kenneth Anderson tam bir centilmendi, bu adamlari izlemek bana zevk veriyordu fakat Su sahadaki insan kilikli mahlukati ben sahsen Fenerbahce klubune yakistiramiyorum... Cevremden bildigim cogu fenerbahcelininde Bilicadan pek hoslanmadigi, Futbol kariyerine bakiyorsunuz sifir, kisiligi eksilerde, futbolculugu? bir defans oyuncusu icin en onemli olan sey yok denge! takimini heran yakabilecek bir adam. Simdi soruyorum bu adam neden hala Fenerbahce formasi giyiyor?

Millwall&Leeds United

 Futbolseverlerin cogunlugu Millwall filmini izlemistir, benimde blogumda sag alt kosede filmin kapagini gormussunuzdur, Izlemeyenlere siddetle tavsiye ederim. Futbol, Siddet, Fanatizm uzerine muthis bir yapit, Film Millwall ve West Ham cekismesi uzerine yapilmis muthis surukleyici konuyu ele aliyor, kan gormeye dayanamayanlar izlemesin, filmde bol bol kanli catisma sahneleri var..
  Millwall taraftarlari o Filmden sonra tum dunyadaki insanlarin ilgisini cekmisti, takimlarina inanilmaz baglilar, gectigimiz gun Leeds Unitedla deplasmanda oynanan macta iki fanatik taraftar grubu karsi karsiya gelmis, Leed United taraftarlarina Millet olarak baya asina oldugumuz gercegi mevcut, iki fanatik taraftar grubunun karsi karsiya gelmesi heyecan uyandirmis, fotograflardada goreceginiz uzere guvenlik gucleri zorluk yasasada herhangi buyuk bir sorun yasanmamis, Leedsin 3-1 kazandigi mac sonrasi taraftarlar atli konvoy seklinde evlerine dagilmis..

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Besiktas Istanbul Buyuksehir Belediye

mactan once eksibesiktasa yorumumda bu macin bizim icin cok buyuk sinav olacagini yazmistim, sonucta ilk defa kendi sahasinda rakibini bekleyip topu kaptiklarinda cabuk paslarla cikmayi hedefleyen bir takimla oynayacaktik. Abdullah Avciya sorsaniz Besiktas nasil oynasin diye, heralde aynen bu dizilisi ve taktigi verirdi bizi yenmek icin, nitekim istedigi oyunun ilk 10 dakikasi haric oldu, Ofsayt taktigini uygulamak istiyorsaniz topun devamli sizde kalmasi gerekir, yapacaginiz bir kac top kaybini telafi edebilirsiniz fakat bu hatalar 10u gecerse kimse kalkip diyemezki defans ofsayt taktigini uygulayamiyor. Top sizde kaldigi surece sorun olmayan bir dizilis bu, fakat hem rakibin yari sahasinda kosullanip hemde topa sahip olamazsaniz o top defansina arkasina sarkarsa gol gelecektor.Gectigimiz maclarda Necipin ortasahada onde basip top kazanmasi bu hatalari biraz gizledi, Necipin yerine Delgadonun ilk 11 de cikmasi maci zaten bastan keybettirmisti Besiktasa. Bu takimin Forveti her zaman Bobodur, Holosko hayatinin hic bir doneminde merkez santrafor oynamis bir adam degil, bugun Quaresmain yaptigi ortalarin hepsinin bosa gitmesi merkez santrafor oyununu bilmeyen Holoskonun yaptigi kosularin yanlis olmasindandir, Hilbert Erhan kanadi hic islemedi, Hilbert daha 3 gun once oynanan macin yildizlarin biriydi,bugun Erhanla hic anlasamadilar, bizim bir sag bek istememiz ondandir..  Ilk yari oyununu 0-0 bitmesi beni biraz rahatlatti, Necip ve Gutiyi hemen oyuna almasini bekledim Schusterin o kumara devam etti golu yedik, golden sonra helva gibi dagildik zaten, pas organizasyonlari bitti, sisirmeye basladik henuz 60. dakikada.. Guti oyuna girdi o pas yapmaya calisirken Ernst, Tabata, Holosko ataklar gelismeye baslamadan panik oyunlari bizi pas hatalarina goturdu, Nobre iki yildan beri ben bu takimin maasli memuruyum der gibi oynamaya devam etti, Bobo televizyonda maci izlerken  ohhh olsun demistir...
Bu maglubiyet iyi oldu kanimca, Ilk ciddi uyari geldi, sonucta ligimizde acik top oynayan takim sayisi bir hayli  dusuk, Anadolu kluplerinin oyun formatlari su duzendeki Besiktasi yenmeye bir hayli musait, Schusterin Forvet askindan vazgecip ortasahaya veya sagbeke bir yerli dusunmesini gerektigini anlayacaktir umarim... Bu takimin su haliyle can damari Necip her macta oynatilmalidir, bu cok bariz bir sekilde belli... Finkin durumunundan bir an once cozumlendirilmelidir, Ernst bugun felaketti... Herseyde bir hayir vardir dimi?

TEBRIKLER MESUT

Yillardan beri Mesutu tartistik durduk, Kimisi vatan haini ilan etti digeri dogru olani yapti deyip savundu bazisi cekimser kaldi, ama sonucta hepimizin konustugu bir isim Mesut, ben onun hakkinda ne dusundugumu soyleyeyim, Mesut benim icin iyi futbolcu, zamaninda cogunlugu bizim tarafimizdan olmak uzere yapilan hatalar sonucu Almanya'ya kaptirdigimiz buyuk yetenek. Bizim milli takimimizda olsaydi ne olurdu? cok anlamsiz bir dusunce tartisma olur, Belki gidemedigimiz Dunya kupasina giderdik belki  gidemezdik bu sorunun cevabini hic bir zaman bilemiyecegimiz icin unutalim gitsin. benim dusundugum nokta biz neden hic bir zaman Bir Mesut cikaramadik icimizden? Galatasarayin Firtinalar estirdigi donem Hasan Sas'a Barcelonadan resmi teklif geldigini biliyoruz fakat fatih Terimin bu teklifi veto ettiginide biliyoruz.. Sergeni gundemine alan Bayern Munich Futbolcumuzu biraz arastirdiktan sonra arkasina bile donmeden kacip gidiyor,  Ulkemizden Balici, Geremiyi Real Madride ihrac ederken yanina bir tane yerli sokamadik.. Nihat Ronaldoyla Gol Kralliginda son haftaya kadar yaristi, oynadigi en iyi takim 50.000 nufuslu bir kasabanin takimi Villareal.. Bana gore Hakan Sukur gelmis gecmis en iyi futbolcumuz Intere gidisi hikaye donusu Roman olur,  daha sonra ne Parmada nede Blackburn'de istikrarli forma giyemedi... Tanjular, Ridvalar bugun yabancilara ilk gununde   atip tutarken ikisininde aklindan bile gecmemis Avrupaya acilmak, ama her gelen yabanciya bundan bizde 50 tane oldugunuda eklemeden edemiyorlar..
  Dun Galatasaray macini izliyorum, Bizim futbolcular slow motionda depar atarken Karpatyli futbolcularin arkasinda motor varmis gibi kosmalarini yadirgadim, En buyuk yildiz adayimiz dedigimiz Ardanin gobegine takildi gozlerim devali surette...
  Paok-Fenerbahce  macini izliyorum Paok yani yani basimizda bulunan komsu ulkenin futbolculari bizden fizik olarak ustun, kondisyon olarak daha guclu, attiklari sutlar Volkana isabet etse adamin biyerlerini sakatliyacaklar, Bizimkilerin attigi sut kaleye gidene kadar 3 kere sekiyor bazen kaleye kadar gidemiyor,
  Trabzon Liverpool macindan bahsetmek dahil istemiyorum, sadece golden onceki paslasmalara ve bitirici suta bakmaniz yeterli o ne kadar temiz net paslasma ve bitirici vurus.. top yerden gitmiyor kayiyor resmen..
  Turkiyede dogan buyuyen adama ne oluyorsa Futbolcu olduktan sonra kendisini gelistirmeyen, yabanci dili birakin Turkceyi konusmayi bilmeyen,  Antremani bir memur gibi gorup sabah duz kosu, aksam taktik antremani olarak geciren, Parayi biraz bulunca en luks arabayi alip  Mankenlerin pesine dusen, sahada birbirlerine ana avrat kufur edip sonra biz kardesten bile oteyiz diyebilen, en iyileri bile Avrupaya gittikten sonra sudan cikmis baliga donen, kotu futbol oynadiginda sucu zeminde, hava sartlarinda, dolayli olarak antrenorde, hakemde bulan futbolcu tiplerine sahibiz, her mactan sonra marifetmis gibi onumuzdeki maclara bakiyoruz diyen adamlar bunlar.. iclerinde kitap okuyan varmi ben bilmiyorum.. iclerinde avrupa maclarini izleyip Avrupada Futbolcularin nasil topla temas kurduklarini gorup kendilerini o yonde gelistirmeye calisan bir futbolcumuz varmi? gelecegin yildizi dedigimiz adamlarimiz neden kurdan gibi bacaklara yada fici gibi bir vucuda sahip, Turkiyeden neden bir tane atlet gibi futbolcu cikmaz? Suratli, Kuvvetli, Boyu ortalamanin ustunde, Mental olarak saglam, Diksiyonu Duzgun... Neden?
  Neden biz Almanyada dogmus buyumus bir cocuga Milli takimda oynamadigi icin kin kusalim?  aslinda hicte sahip olmadigimiz Milliyetci durusumuzu bir futbolcu uzerinde gosterelim, Vayyyy Vatan haini! Sen once kendi futbolcunu yetistir ondan sonra Annesi Babasi Turk olmasindan baska Turkiyeyele bagi olmayan adami Milli takima almaya calis.. Kimse Neden kizmiyor Turk Futbol Federasyonuna, Sizin goreviniz Futbolcu yetisrmek bu kadar basit! Neden gidip elalemin Futbolcusuna salca luyorsunuz,  Yabanci Esimle Avrupa Sampiyonasini izliyorum Bekele, Elvan sampiyon olduklarinda ne cevap verecegimi bilemiyorum.. daha onceden Turkiyede siyahi irkin olmadigini soyledim, gel simdi acikla Atletizm Federasyonunun gencleri yetistirmeyipte hazir olmus Atletleri madalya icin Turk yaptiklarini, Utandim...
  Mesuta buyuk tebrikler, Schalkede Lincoln ayrildiktan sonra onu oynatmayip Raikitici transfer ettiklerinde yonetime rest cekip Werder Bremene gitti, Oradan Almanya Milli Takimina sonrasinda  Dunyanin En buyuklerinden birine Real Madride... Senin yolun acik olsun..Biz burda birbirimizi yemeye devam ederiz..

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Q7 GITME

 Quaresamanin her gecen gun formunun artmasi taraftarimizin yuzunu gulduruyor, Dunya basinin  Ilhan Mansizdan sonra ilgisini  Besiktasa cekebilecek iki super yildiz var elimizde, Bugun Ispanyol ve Portekiz basini her besiktas maci sonrasi Besiktasin haberini vermesi Besiktas icin parayla yapilamiyacak reklamidir, benim kiytiriktan bloguma bile son gunlerde Ispanyol ve Portekizli insanlar ugrar olduysa, varin gerisini siz dusunun. Quaresmanin golden sonra Sureyya abinin boynuna sarilmasi beni muthis mutlu etmistir onu zaten devamli dile getiriyorum, Q7 cogu kisinin dusundugu gibi kaprisleri olan, insanlara yukardan bakan birisi olmadigini her platformda gosteriyor, Besiktasin Q7 ruzgarina ihtiyaci varmis, blogta ona mektup yazmistim  ilk geldiginde, orada bir dilekte bulunmustum kendimce o dizeler aynen soyleydi:

"biz sana cok guveniyoruz ve eminimki sen bizim yillar boyu unutamiyacagimiz kahramanimiz olacaksin, 2009 da bir dilegimiz vardi o da sendin, benim simdi senden bir dilegim, istanbul deplasman, avrupa, turkiye kupasi ayirt etme bizi bu sene cildirt, avrupa klupleri tekrar pesine dussun ama sen gitme.. burda besiktasimla mutluyum de... kadikoyde sag ayak disiyla sol caprazdan 90 i gormeyi, emre belezoglunun kulaklarini cekmeyi, bilicanin sagindan atip solundan gecmeyi, aziz yildirimi seref tribununde titretmeyide unutma emi...

 Q7'a ne dediysek hepsi birer birer cikmaya basliyor, beni tek korkutan sey Q7nin performansi eminim bircok avrupa kulubunun hala bir gozu onda, sene sonu Avrupadan saglam bir teklif geldiginde  onu elimizde tutamamaktan korkmaya basladim, biliyorum belki cok sacma dusunuyorum, ama ben besiktasta ilk senesinde bu kadar takima ayak uyduran, hatta takimi kendisine uyduran bir adam izlemedim, adamin ayagina top geldiginde heran hersey olabilir diye izliyorum, Q7'nin Besiktas'tan gidecegi gunu dusunup kendi kendime uzuluyorum.. Q7 bizi birakma, biliyorum daha once oynadigin kulupler kadar zengin, taninmis, unlu degiliz ama seni herkesten daha cok sevecek  yurege sahibiz!!