31 Temmuz 2010 Cumartesi

SONUN BASLANGICI


Kimileri icin sonlar baskalari icin yeni baslangiclar olabiliyor, futbolun vefasiz yuzunu goren isimler hicte azimsanamiyacak olcude degil, bu kluplerin basinda real madrid gelir , real madridete 3 sezondan fazla top oynayabilmek sadece yetenek gerektirmez ayni zamanda vizyon sahibi olmalisiniz, ondandir ki ronaldinho PSG de oynarken Realin gundemine gelmis fakat o donem baskani Perez ronaldinhoyu Beckhama tercih etmisti, nedenleri o zamani hatirliyanlar bilir, Beckhamin reklam gelirleri ile ronaldinhonun ki bir olmiyacakti, sonucta o Ronaldinho Barcaya gitti sonrasini herkes biliyor… Realin kadrosunda tutunabilmek icin akil oyunlarini bilmelisiniz, yillardan beri Realin kendi icinde gruplasmalar oldugu,ispanyol cete baslarinin Raul ve Guti oldugu soylenir duyulur, eger bu adamlarla iyi gecinmezseniz sonunuz hicte hayirli olmaz… Ronaldonun realde estirdigi donemde real icindeki ispanyol cete morientesi oynatabilecek Kadar guce sahipti mesela, casillasin bugunlere kadar gelmesinde Raulun onu sahiplenmesininde payi vardir mutlaka, hatta sirf bu cete muhabbetleri yuzunden Raulun ve Gutinin Ispanya milli takimindan ipi erken cekilmistir, Real yonetimi bile bu adamlara git diyemiyordu, ellerinde onlari gonderebilecek bir guc yokt cunku son yillarda, bu ceteyi yavas yavas bitirdiler, once zincirin en gucsuz halkasi morientes gitti, daha sonra hollanda kolonileri takima dolduruldu takima, Raul ve Guti kadrodan kesik yemeye basladi artik Van Nistelrooy ve Van der Vaart vardi… sonra bu iki grup birbirini yedi, akil oyununu kazanan yine ispanyollar oldu… Ronaldo ve Kakanin gelisiyle eski gucunde olmayan yaralanmis ceteye son darbeyi Mourinho vurdu, Real basini taptigi iki isimin gonderilmesine kimse cik diyemedi, emir buyuk yerdendi cunku, Mourinho…

Bu son kimin baslangici oldu Besiktas ve Schalkenin iki bayrak adami kadrosuna katan ekip sezon oncesi kendi liglerinde rakiplerine goz dagi Verdi.. birde real acisindan bir baslangic var tabii Sergio Canales, Gutinin ofansif ozelliklerinin tamamini tasiyor fakat defansif anlamda gelistirmesi gerekiyor kendisini, gecen sene adindan bahsetmistik blogda, oynadigi bir sevilla macindan sonra tum dunyanin dikkatini cekmisti, ocak ayinda isi bitirdi real yonetimi, genelde gelecege yonelik hamle yapmaz real fakat bu hamle Gutinin biletinin o donemde kesildigi icin yapilmis bir hamle olabilir.. Canalesin adini bu sene sik sik duyacagimiz kesin, mourinhonun elinden gececek bu onun ve bizim icin buyuk sans, Herkes Ronaldoyu, Kakayi konusurken bana gore yilin transferi Canales olacaktir.. dedigimiz gibi her sonun birde baslangici oluyor kim bilir belki bir gun Canales bu takimin lideri olur ve takim icinde tek soz sahibi ispanyollarin yikilmaz kalesi olmayi basarir…

BESIKTASIN HANDIKAPI

herkesin dilinde ayni sey, besiktas tek on liberoyla oynayamazmis, cifte donulecekmis, yoksa yeni transferlerin hepsi bosaymis vs.... hepsine tamam, hepsinde mantikli sebepler gorebiliriz fakat besiktasin tek sorunu on liberoymus gibi konusulmasini hazmedemiyorum.. Plzen macinda Schuster hatanin farkina vardi Nihati cikardi necipi soktu macin ahengi degisti, bizler gibi oda sorunu gordu ve aninda mudahale etti zaten daha neyin yaygarasi bu, mactan sonra yaptigi aciklamada rakibe gore formasyon uygulayacagini soyledi, bundan Schusterin sezon boyunca tek on libero oynatacagini cikarmak sacmaliktir.. Schusterde bizler kadar futbol biliyordur degil mi zaten..? Benim sorunum kimse sol bekteki sikintiya isaret etmiyor olmasidir, ibrahim uzulmez gucunun yarisini kaybetmis  ve bu gayet dogal, eger ortasahada oyun kurucu yada stoper oynuyorsaniz mac icinde kendinizi dinlendirerek oynayabilirsiniz, stoperde aklinizla, oyun, taktik bilgisi, yer alma kabiliyetiyle kendinizi cok fazla zorlamaniza gerek kalmaz, kaldiki cogu stoper ve oyun kurucu 30undan sonra bir kac yil  zirvesini yasar.. bunlar tamamen mantikli aciklamasi olan seyler, fakat bir bek oyuncusuysaniz hemde su vakit beklerin her daim oyuna katilmasinin istendigi bir donem orda Ibrahim uzulmeze verdigi hizmetlerden dolayi tesekkur edeceksiniz, artik formayi saha kenarinda turkiyenin suanki en solbekine vereceksiniz.. Plzen macinda Quaresmanin sol acikta hicbirsey yapamamasi raslanti degil yada ibrahim toramanin sol stoper oynarken devamli sol cizgide rakip kovalarken gorunmesi, diyorlarki efendim koybasinin cok ofansifmis ibrahim uzulmez defansifmis, bir bek hucumcu diger bek ofansif olmaliymis, bana kimse suan Ibrahim uzulmezin Ismail kadar defans yaptigini anlatamaz, bir kac kritik pozisyonda rakibin depar atmasina ragmen uzulmez kilini kipirdatmadi cunku gucu kalmamisti o an kendisini dinlendiriyordu, allahtan hakan erken cikip iki pozisyonuda savusturdu..
  bu daha sezon baslangici futbolculari tanima safhasinda Schuster, ben umut ediyorumki o kenarda oturan koybasi bu sezon formayi sirtina gecirecek ve uzulmez gibi istikrarli bir sekilde uzun yillar besiktasa hizmet edecek. bir parantezde necipe, ilk baslarda fazla abartmaya gerek olmadigini her altyapidan cikan genc gibi sisirildigini dusunuyordum,  o her mac ustune koyarak devam ediyor, umarim hep boyle devam eder, bir tek sey dikkatimi cekti, yaptigi her faulden sonra kufur ediyor, sevgili kardesim yapma sen besiktasin cocugusun, biliyorum turk futbolcusunun hastaligi o fakat sen besiktas kulturu almis ileride devamli Besiktasli Necip olarak anilacaksin, sen kotuleri degil Sari Metinleri, Sifo Mehmetleri, Riza calimbaylari ornek al, durusun simdiki gibi sert agresif olsun fakat sportmenligin, terbiyenin en buyuk oncusu ol...

27 Temmuz 2010 Salı

O KASABADA

oyle bir yerde yasamak istiyorumki kimsenin kavga etmedigi,sabah yuruyse ciktiginizda herkesin icten gulumsedigi, sokaklari yemyesil, tertemiz, mis gibi cicek kokan, okyanusa sadece yuruyusle ulasabileceginiz bir yer... orasi oyle bir yer olsunki sokaklri piril piril olsun, cok kalabalik olmasin, insan gibi araba surebileceginiz hatta araba surmeye gerek bile duymiyacaginiz ufak bir kasaba, ufak kasaba olsun ama sadece emekliler icin degil kafasini dinlemek istiyen gencler icinde olsun, is imkani olsun, OSS yi, SBSyi kazanmasanizda gidebileceginiz bir okulu olsun, okulunun yemyesil bir bahcesi, cingene tuglasindan ufak binasi, spor salonlari olsun, orada okulu bitirmek icin degil ogrenmek icin okuyalim, okuldan ciktiginizda gidebileceginiz bir pub olsun, barmeniyle sohbet edebileceginiz, kiz arkadasinizla saatlerce rahat rahat  oturabileceginiz, arada arkadaslarinizin dogum gununu kutlayabileceginiz, ucuz, temiz, sirin bir bar olsun, kapisi duvarlari eski ama ici los guzel bir pub olsun... o kasabanin kaldirimlari, yollari arnavut taslarindan olsun, yurrurken o taslari hissedelim, bize guc versin, nasil yuruyecegini ogrenelim onlardan, dengemizi kaybetsek bile yeniden ayakta kalmayi basarabilelim, sarhos oldugumuzda sarki soyliyerek yuruye yuruye evin yolunu tutalim, o kasabanin birde futbol takimi olsun, renkleri siyah beyaz, cogunlugu arkadaslarimizdan olusan futbol takimi, mac sabahlari kalkalim iyi arkadaslarla beraber hep beraber maca gidelim,  bagiralim, tezahurat yapalim, ama kufur etmiyelim, isin tadini cikartalim takim yenilse bile alkisliyalim, bizim takimimiz en iyisi olmasin ama her mac iyi top oynasin, bizim istediklerimize cevap versin, hic profesyonel olmasinlar, ogrenci ahmet, manav hikmet, kahveci sahin abi oynasin.o kasabanin bir kosesinde hep bir lunapark olsun, atli karincasi, carpisan arabasi, donme dolabida olsun, penalti atmak icin birde kalesi olsun, aksamlari iyi arkadaslarla hep beraber gidelim sadece gulelim diye, biletleri uygun olsun, herkes eglenebilsin diye. o kasabada gitar calmayi bilen iyi bir arkadasimiz olsun, aksamlari okyanusla yesil ormanlarin arasinda ates yakip gitar dinlemenin fantezisini yasiyalim, icelim dans edelim kiz arkadaslarimizla, kimse bizi rahatsiz etmesin, gelen kimse onuda davet edelim oda bizimle eglensin iste. okulu bitirdigimizde torpile gerek duymadan is bulabilelim,KPSS yi kazanabilmek icin bitirdigimiz kitaplari tekrar okumayalim, bize gerekli olan seylerle ugrasalim, cok zengin olmiyalim ama faturalari odemek icinde dusunmiyelim, paramiz bize yetsin, is arkadaslarimiz terfi delisi olmasin, mudurumuzle arkadas olalim, altimizda calisanlarla dost, herkesin bir gorevi olsun ve herkes mutlu olabilsin hayatindan.. Mesainin bitmesi icin saati kontro etme ihtiyaci hissetmiyelim biz zaten istede keyifli vakit geciriyoruz diyebilelim..
 o kasabada bir tiyatro olsun, aksamlari isten sonra iyi arkadaslarla gidip izliyebilecegimiz, aralarda cikip alaska frigo yiyebilelim 20 ytl olmasin.. o kasabada hayat guzel olsun, haberleri izleme geregi duymayalim, ama dunyada neler olup bittigini bilelim,  biz bize verileni degil kendi istedigimiz programlari izliyebilelim. o kasabada 4 mevsimi yasiyalim Kisin kar yagdiginda okyanusun yanindaki tepede kayak yapalim, yazin okyanusta masmavi  sularin icinde kaybolalim, sonbaharda kucuklukten beri asik oldugumuz sevgilimizle elele sari yaprakli yollarda yuruyelim, ilkbaharda sevgiliye paptyalardan tac yapalim.. o kasabada bir tepe olsun kimselerin bilmedigi, arada oraya gidip sadece cimlerin ustunde oturalim gokyuzune bakalim,  yildizlari seyrederken dusunelim,  icimizi huzur kaplasin, o kasabada yasadigimiz icin cok sansli oldugumuzu dusunelim.o kasabada hersey istedigimiz gibi olsun...

GUTININ YAPACAKLARI

Gutinin besiktasa gelecegi yaklasik 1 aydan beri konusuluyordu, sonunda beklenen oldu besiktas gutiyle her konuda anlasti, transfere ilk olarak ekonomik yonden bakacak olursak, dunyanin sayili orta saha oyuncularinin basinda gelen bir adami bonservis ucreti odemeden kadroya katilmasi basli basina bir basari, sonucta transfer ettiginiz adamin adi Guti, bugun avrupanin basalti takimlarinin herhangi birinde rahatlikla forma bulabilir. Gutinin bir yil daha sozlesmesinin oldugunu,menajerinin Real Madrid yonetimiyle oturup Gutinin alacaklarina karsilik bonservis sorununu cozdugunu not dusersek transferin anlami daha da artmis oluyor. Yilda 2.7 milyon euro kazanacak, bu ucretin garanti para oldugu biliniyor fakat primler hakkinda herhangi somut bir sonuc yok. Besiktasta Nobrenin, Delgadonun yillik 2 milyon euronun uzerinde para kazandigi dusunulurse gayet mantikli bir rakam, bugun avrupada surekli 11 oynayan bir ortasaha oyuncusuna 10 milyon euro bonservis bedeli biciliyor, Turkiyede Murat Ceylani 5 milyon euroya alamazsiniz… bunlarin hepsini ustuste koydugunuz vakit ekonomik acidan herhangi bir olumsuz gelisme goremiyorsunuz..


   Saha icine gececek olursak, gecen yil besiktasin belini buken mevkinin ortasaha oldugunu bilmek icin kahin olmaya gerek yok, Ernst, Fink, Necip, Ugur ortasahasiyla kisir, pas yapamayan, oyunu sete ceviremeyen telasli ortasaha oyunculari topluluguna sahip bir takimdik, ozellikle Ernst ve Finkin defansif oyunu besiktasi tarihin en az gol yiyen takimlarindan biri yaparken ayni zamanda tarihin en az gol atan besiktas takimini meydana getiriyordu.. iki almanimizdan birinin yanina gutiyi koydugumuz zaman defansif anlamda cok kaybetmezken ofansif gucumuzu ikiye katliyabilecegimiz, topu ayaga cabuk, dikine paslarla rakip kale onunde daha cok bulunan bir takim haline donusecegimiz buyuk ihtimaller dahilinde.. Gutinin Delgado, Yusuf, Tabata uclusunden daha teknik bir futbolcu oldugundan onu biraz daha ernstin onunde kullanacagimiz anlamina geliyor, bu anlamda ernstin yada finkin defansif ortasaha olarak tek kalacaginda bu sene biraz daha fazla gol yiyecegimiz anlaminada gelirken, gecen sene attigimizin en az 15 fazlasini atmamiz bu takim icin isten bile degil.. Schusterin Gutiye realmadridde altin cagini yasattigini ve onu israrla takimda gormek istediginide dusunursek taktik olarak takima cuk oturacak adam…

    Psikolojik tarfina gececek olursak, besiktasli taraftarlarin gecen sene Tabata transferinde neden kiyameti kopardigini biliyoruz, Deco, Van Der Vaart konusulurken onlarla ayni maliyete fakat yetenek ve vizyon olarak yanlarina bile yaklasamiyacak bir futbolcuyu getirmistik… Taraftarin 3 milyon euroya gelecek Tabatayi havaalaninda omuzlara alacagini biliyoruz, fakat besiktasa zarar verecek olcude savrulan paralara kimsenin tahammulu yok.. Guti gibi bir adamin bedavaya Ataturk havaalanina inmesi yonetimin kredisini ikiye katladi.. Rakip takimlar bizden fazla para harcayip hala taraftarini mutlu edememisken, sadece iki futbolcuya(Cenk, Quaresma) bonservis bedeli odeyip, Guti, Hilbert, Ersan gibi takimda banko oynayabilecek adamlari bedavaya alan yonetim, halinden gayet memnun bir besiktas toplulugu yaratiyor..

    Bu transferin rakip takimlara psikolojik baski uyguladigi gercegi var, Q7 nin transferi bunun icin yeterli bir sebepken ustune birde Guti transferi Besiktasa karsi oynayacak rakipleri maclardan once once 0-0i koruma icgudusune iter boylelikle besiktas kalesini savunmak yerine daha onde oynayan bir takim olur. Kadikoye veya Ali Samiyene gittiginiz vakit Guti ve Quaresma takiminizda oynuyorsa daha rahat baskidan uzak oynayabirsiniz, Daha onceki yillarda Sergen ve Tumerin kadikoyde ve AliSsamiyende emekleri az degildir besiktasa, onlar lider vasifli oyunculardi, Ibrahim uzulmezin ilk gorevi rakip sag acigi durdurmakti sergen ve tumersiz yillarda bu takimin hucum gucu ilk tekmede sinen Delgadoya, Ne zaman ne yapacagi belli olmayan Telloya, Ibrahim uzulmezin isabetsiz ortalarina, kalmisti simdi oyle degil takimdaki ozellikle yerliler top Q7 nin Gutinin ayagina geldigi zaman rahatliyacak kendini guvende hissedecek, Bu adamlar El Classiconun atmosferini gormus adamlar, ozellikle Guti Real Madridin basinda kaptan olarak ciktigi bircok derbi, final, sampiyonlar ligi maclari var, Fenerbahce ve Galatasaray maclari bu tur oyuncular icin ekstra motive anlamina geliyor, bu tur oyuncular derbi maclarda topla daha cok oynamak ister, bosa cikar top alir, soylenmezmiyiz yillardan beri Delgado buyuk maclarda toptan kaciyor, rakip takimin arasinda kaybolup gidiyor diye, Guti onu yapmaz, cikar topu alir bir saga bir sola oynar, ara pasini koyar bobo karsi karsiya kalir, olmadi 30 metreden asilir topa kimsedende korkmaz.. bunu goren Ibrahim uzulmezde kendi asli gorevi olan savunmayi daha ozveriyle yapar cunku gorurki kendisinden cok daha yetenekli, cesur, agresif lideri var… Gutiyi karsisinda goren Gokhan gonul ben once savunmayi yapiyim der, onceki yillarda oldugu gibi elini kolunu sallaya sallaya hucuma cikip besiktas kalesini ablukaya alamaz, alirsa Gutinin bir arapasinda Q7 volkanla karsi karsiya kalir kadikoy trivela golle tanisir ilk kez… Bobo heran topla bulusabilecegini bildigi icin devamli hareket halinde savunmanin dengesiz yakalamasini bekler, daha nihati soylemedim… gecmisine donus yapan bir nihat bu takimda Q7 ve gutiye ayni ritimde eslik edebilecek bir adam..
  
   Taraftar acisindan bakildiginda oncelikle yillardan beri gorulmemis bir umut var ben bu kadar umutlu bir besiktas taraftari gormedim, 100. yili saymazsak en az bir 10 yil her transfer donemi besiktasli icin hayal kirikligi, uzuntu dolu olmustur, gerek gidenler gerek gelenler hic o saglikli dengeyi sagliyamamistir, Ernst veya Ferrarinin gitmemesi durumunda cok buyuk bir hayal kirikligi yasanacagini dusunmuyorum. Biz genelde Galatasarayin Hagisini, fenerbahcein Anelkasini zevkle izledik, belki cogunlugumuz dile getirmesekte icten ice keske bu adamlar gibi topcular takimimizda olsa dedik.. Simdi o adamlarin Agababalari takimimizda.. Ugur meleke bir yazisinda yazmisti, gittigi bir panelde uc buyukleri tutan uc ilkokul ogrencisine idolleri olan futbolcuyu sormuslar, fenerlisi alex, galatasaraylisi arda bizimkiside Alex demis…Bugunden itibaren dunyanin hicbiryerinde boyle bir durumla karsi karsiya kalmayiz besiktas adina, kimisi Q7 der kimisi Guti…. Formanin arkasina gururla yazdirabilecekleri, mahallede top oynarken coskuyla adlarini haykirabilecekleri topcular var.. kim ne derse desin, eger taraftar kazanmak istiyorsaniz bu adamlar sart, kimse nobre icin besiktasli olmuyor…
   Cok uzattik, isin ozeti Guti transferi her yonden takima yakisti, yonetime soluk aldirdi, simdi isin geri kalani schusterde, Guti geldigine gore kafasinda kimleri yolcu edecegini belirlemistir, Holosko hala takimla calismalara baslamadi, ikinci talihli isim o olacak gibi..Delgado, Tabatadanda birisi bu takima fazla. Fink kalsin isterim, o kalacaksa Hilbert gidecek, nedeni Schusterin transferi olmadigi icin, buda imkansiz .. Eger fink takimdan giderse cok uzulurum… Asagi tukursen, yukari balgam ortaya atesli yapsan yine olmuyor, aaa Zapoyu unuttuk… elveda zapo.

22 Temmuz 2010 Perşembe

GRAN TORINO

ben filmi birseyler hissetmek icin izliyorum diyorsaniz dogru adretesiniz, filmin etkisinden 3 gun cikamiyacaginizin garatisini veriyorum. Clint Eastwood hayatinin filmlerini son demlerinde cekiyor, yillanmis sarap gibisin ustad..

ispanya kurt, katalunya turk

varsayim uzerine konusalim biraz, kurt halkinin "bircogunun" kendi ozerk bolgesini istedigini biliyoruz, ayni durumla karsi karsiya olan bir ispanya ornegi var onumuzde, Katalan halkida ayni sekilde kendi dillerini konusan ispanyocayi rededen, kendi TV. programlari olan, ispanyanin icinde kucuk bir ulke yada topluluk kivaminda, bizim kurtlerle bu yonden bir benzerlik mevcut, benzerlik olmayan hatta siyahla beyaz kadar fark olan kisma gelicek olursak, Barcelonanin o dunyanin her kesimince bilinen mimari harikasi evleri, temiz sokaklari ve tabiiki Barcelona yani katalanlarin milli takimi...
  Ispanya sampiyonluga kosarken katalanlar orali  bile olmadi, oysa kadroda tam 7 katalan futbolculari vardi, yani orjinal ispanyollardan fazlaydilar... ispanyanin diger yakasi madrid ise sampiyonluga dogru buyuk heyecan icinde olayi tamamen sahiplenmis durumdaydilar.. yani ortada bir karisiklik vardi, ispanya milli takimi formasi altinda 7 katalani savunmayan katalanlar, kendi irklarindan cok digerlerini barindiran ama destek veren bir toplum...
  bize gecis yapacak olursak, misal diyarbakir oyle bir altyapi sistemine gectiki dogu ve guneydogu anadoludan yetistirdikleri futbolcularla istanbul buyuklerine her sene meydan okuyor, avrupa duzeyinde ses getiren bir takim oluyorlar, iste tam bu sirada milli takim kadrosu aciklaniyor  ve kadroda diyarbakirdan 7 futbolcu hemde cogu ilk 11 kapasitesinde olan adamlar.. neyse gidiyoruz kupaya basimizda bizim reis fatih hoca, elemanlari takir takir oynatiyor, dunya kupasinda yari finaldeyiz karsimizda dunya devi almanya,  o meshur mozaik halkimiz catir catir top oynuyor almanlaribozguna ugratiyoruz ...bir anlamda gecmisteki gorulecek hesabimizi hep beraber kapatiyoruz 
  finalde brezilya geliyor karsimiza, kameralar mactan once turkiyeye once istiklal caddesine gidiyor binler taksimde ellerde turk bayraklari buyuk cosku herkes maca kitlenmis durumda, ordan diyarbakira geciyoruz, diyarbakirda kiminin elinde turk kiminin elinde baska bayraklar var ama millet "turk milli" takimina batidan dogusuna guneyinden kuzeyine sahip cikmis...  yani dune kadar arasi harika olmayan   iki toplum bir vesileyle bir amaca hedefe kitlenmis durumda. uzerinde ay yildiz olan formayi iki kesimde kabullenmis..
cok fazla uzatmiycam burada anlatmaya calistigim dunyadaki bazi ulkeler icin bu tur basarilar hicbirseyi onaramazken, bizim yani turk ve kurt halkinin beraber basarabilecegi dunya capinda bir basari ulke tarihini  kokune kadar pozitif anlamda degistirebilir demiyorum degistirir diyorum... yeterki bazi seyleri beraber yapabildigimiz gosterelim, ben o takimda oynayan her futbolcuyu hangi milletten hangi soydan soptan gelirse gelsin sapina kadar desteklerim,tabii  burada ilk basamak dogudan bir takimin arac olarak degil amac olarak basa oynamasi tum halkin olayi sahiplenmesiyle baslayacaktir...
  

21 Temmuz 2010 Çarşamba

BIZ SENI HEP SUPER KAHRAMAN OLARAK HATIRLIYCAZ

Iki gun once post atmistim, besiktastan gidecek isimlerden birisi Tello diye yazmistim, gidecegini biliyordum,  gidecekler arasinda en makulu gozukuyordu, sabah tellonun eskisehire gittigini okuyunca uzuldum sonra unuttum.. ise gittim falan eve geldik soyle bir bloglara bakiyim dedim, her yer tello.... Huzunlendim bu sefer hemen hemen tum postlari okudum tello hakkinda, her blogda eski gunlere gittim telloyla beraber, megerse ne kadar sevinmisiz beraber..Old trafforda Manchesterin ipini cekerken, inonude marsilyaya frikik dersi verirken, Antalyaya attigi mermi fuze karisimi golu, sivas deplasmaninda voleyle bize sampiyonlugu mujdeleyen bu ufak Silili aramizdan ayrildi..Aldigimiz iki kupada emegi buyuk, ozellikle delgadonun sakatligindan sonra onun performansinin ustune cikti.. Sol bektende 10 numara oluyormusu ogretti, 3 sene beraber sevindik uzulduk, simdi yollarimiz ayri dustu, senden bir dilegim var rodrigo bize gol atsan bile sevinme, yumrugunu sik sadece biz seni Old trafforda hayal edicegiz o zaman, golu kendi hanemize sayicaz...Elveda..

20 Temmuz 2010 Salı

TRANSFER RAPORU

gecen sene transferde xabi alonsonun boslugunu doldurmak icin Aquillaniye bir cuval bonservis bedeli odeyerek kadrosuna katmisti liverpool bu sene yogurdu ufleyerek yiyorlar.. Chelseayle sozlesmesi sona eren joe cole renklerine bagladilar, Maxi Rodriguezden kanatta gerekli katkiyi alamadilar.. gectigimiz sezonlarda Liverpoolla adi gecen Arda defteri acilmadan kapanmis oldu Liverpool ve arda icin.. Joe Cole gelecegin en buyuk yetenekleri arasinda gosteriliyordu Ingiltere U21 de oynarken, tam olarak potansiyelini gosterdigini dusunmuyorum, Jose mourinho zamaninda takimin bankolarindandi, daha sonra sakatliklar inisli cikisli suren sezonlar.. Bir turlu istenen Cole olamadi Chelseade , kendisi icin en mantikli tercihi yapti, Liverpoolun has adamlarindan olacaktir, Gerard ve Torres takimda tutulacagi dusunulurse bu sezon Liverpool ataklarina cesitlilik kazandiracaktir, en azindan rakip takimlarin dikkatini Gerrardtan ve Torresten biraz olsun alacaktir, Hodgston'in parmagi olan bir transfer, Fulhamda Damien Duff'tan kanatta maksimun verimi almisti..duff'ta eski bir chelseali ve oda bir turlu gercek performansini sahaya yansitamamisti mavilerde, Fulhamda ikinci baharini yasiyor...
   Besiktas adana spordan Ersan Adem transfer etmis, dogrusunu soylemek gerekirse daha once hic izlemedim, fakat ersul yenal turkiyeye getirdigi icin referansi saglam, avustralya altyapisi gormus bir oyuncu, sol ayakliymis, topla iyi ciktigini soyluyorlar,  turk futbolunun en buyuk kanayan yarasi, pas ozurlu defans oyunculari, Turkiyede elimizdeki en iyi defans oyuncusu olan servetin Riijkardin sisteminde ne kadar sirittigini hepimiz gorduk, Ersan Adem icin Galatasarayin adi geciyordu, bu sezon rakiplerine kaptirdiklari ikinci isim oldu Stochdan sonra..
   besiktasta simdi gonderilecek isimler konusuluyor, toplam 13 yabanci var, Ferrari gidecek diyorlar ben kisa ve net soyliyim eger bu takimdan Ferrari veya Ernst giderse bu sezon yaptigimiz hicbir transferin anlami kalmaz.. Gecen sene tek ayakta kalan adam ferrari,Eldeki tek para yapacak futbolcu oldugu icin gonderiliyormus, arkadas defans oyuncusundan kac para kazanacaksin, senin verdigin bonservis 4.5 milyon euro diger transferlerimizin yaninda deve kulak gibi... yonetim bu hataya dusmemeli gonder Telloyu, delgadoyu, holoskoyu herkes rahatlasin... Bu bizim anadolu kluplerinide anlamak zor, havuzdan dunya kadar para geldi bu sezon, her sene biraz sivrilen oyunculara 5 milyon eurodan fiyat biciliyor 3 buyuklerden futbolcu alinmaya kaltimi birakin bonservis odemeyi, adamlarin maasini bile 3 buyuklerden istiyorlar..
  batuhanin satilmasi butun transfer politikamizin icine etti, Suan elimizde batu olsaydi Bobo uygun fiyata gonderilebilirdi simdi Boboya mahkumuz...Plansizlik en buyuk sorunumuz oluyor, bir yerden yaparken diger taraftan yikiyoruz.. bu boyle sonsuza kadar gider...
  bu gidislede Guti transferi elde patliyacak gibi,  egerki patlamazsa sezon icinde ve onumuzdeki sezonlarda basimiza buyuk bela olacak, eger 4 yabancimizi yok pahasina satacaksak birakin satmayin arkadas..

16 Temmuz 2010 Cuma

OPTiK BASKAN

Bu arada amigolardan bahsettik Besiktasin unutulmaz amigosu Optik Baskani yazmadik, Optik Baskanin cok fotografi yok, olanlarida biliyoruz hepsinde Besiktas formasi uzerinde, onu taniyanlarda bilir uzerinde forma yoksa bile en azindan Besiktas kaskolu, tisortu  birseyi olurdu, Optik baskan olmedi kapalida yasiyor...

AMiGO DEGiL TARAFTAR iSTiYORUZ

tribun kulturu denen birsey varmi yokmu tam olarak bilmiyorum, o sey gibi biraz besiktas durusu gibi... yani hep konusulur fakat uygulamada bambaska bir hal alir,  ben hincal ulucun 1980 lerde Abdi Ipekcide basketbol maclari oynandigi zaman  kadinlarin en abiye, en dekolte kiyafetleriyle, erkeklerin ise  takim elbise, smokinle gittigini soylediginin duydum, bizzat TV. izledim..  efendim nerede bu adamlar simdi, o turkiye hangi turkiye? Yada zamaninda yasanan olaylar hep pozitif anlamda  abartiliyor, bu yeni jenerasyon hep yerin dibinemi sokuluyor... Istiklal caddesi icinde hep benzer seyler duymusuzdur sapka, baston falan.. neyse konu o degil..

  dunya kupasini izliyorum ozellikle hollanda tribunlerini merakla takip ediyorum, o portakal bahcesi gibi tribunleri zevkle izliyorum, binlerce kisi uzerinde tek renk tisort.. bir kisi bile goremiyorum beyaz yada sari olan varsada zaten o hollandali degildir, guney afrikali apacinin biri araya kaynamistir, en azindan 100 kisiden 99 u turuncu... dunyanin en sempatik taraftar toplulugu..

 simdi oradan bizim topraklara geliyorum, turkiye milli takimini kafadan eliyorum zaten, milli takim macina klup formalariyla gidip, kendi klubunun marsini soyleyen, kendi klubunun futbolcusunu destekleyen, "digerlerine" kufreden bir kitlemiz mevcut.. birakin desteklemeyi kosteklemeye elverisli bir kitle bu.. lafta bu dunyanin en milliyetci, ulkesine bagli, ulkesi icin olumu goze alan insan toplulugu, kendi klubune degisemiyor ulkesinin takimini, once klup takimi  sonra Turkiye Milli takimi nede olsa x takim olmasa turkiye hic varolmayacakti...
 
   gecelim kendi klubumuze, besiktas, renkleri siyah beyaz, dunyadaki en basit iki renk, bebeklerin en erken ogrendikleri renk, renk korlerinin bile bildigi renkler... herkesin giysi dolabinda en azindan siyah yada beyaz bir tisort vardir, hic yoksa demode babanizin atleti bulunur bir kenarda.. dun Vikingur macini izliyorum, keyfim yerinde, Quaresma sovunu yapiyor, Guti transferi herkesin aklinda, takim gucsuz rakip karsisinda tek kale top oynuyor, kamera tribunleri soyle bir suzuyor, yesil, pembe, kirmizi,sari, mavi hangi rengi arasan var! ee biz degilmiydik daha iki uc haftasina kadar forumlarda bloglarda uc forma alcam, 5 kombinem hazir, gutide gelirse 2 cubuklu forma daha diye... hangi insan oglu sabah evden maci izlemeye cikarken formasiz, hadi paran yok fakirsin, siyah beyaz renklerin disinda pembe, sari, mavi,yesil tisort giyip maca gider soruyorum? hava sicak 36 derece milletin kicindan ter geliyor, giy atleti  gel onada raziyim be kardesim, parazit yapma orada, o tribunlerde sadece  siyah beyazi gormeyi haram etme bize... ee hani erkek adam renksiz takim muhabbeti yapiyorduk, sen o marsi soylerken utanmiyor sikilmiyormusun? Bu renkli tisort giyme olayinin en cok yasandigi bolge nedendir bilinmez amigo dedigimiz elemanlarin bulundugu sette takilanlarin olmasi sinirimi ikiye katliyor..
   Bildigim kadariyla amigo hemen olunmaz, ilk kucuk yaslardan maclara gidiceksin sonra evden kacip deplasmanlara gidiceksin,yollarda milletin makara malzemesi maskotu olacaksin,  sonra vucudun gelismeye basladiginda gucunu karsi rakip takim taraftarlarda deneyeceksin, kafan kirilacak sen yinede geri vites yapmayip ayni deplasmana  bir sene sonra en onde gideceksin, etrafta iyice taninirligin arttiginda o sette duran abilerin elinden tutup senide sete cikaracak bu assagi yukari senin 10 seneni alacak, senin hala bir tane forman yoksa sen zaten orada durma,  senin ornek olman lazim onlarca insana, seni lideri olarak secen senin icin bagiran kavga eden adamlar senin her hareketini taklit  edenler var orada, sen maca pembe tisortla gelirsen oda sari tisortla gelir o tribunlerdeki renk uyumunun icine sicar...
  cok uzattim, herkese forma al demiyoruz o takimin macina giderken uzerine lutfen renkli kiyafet giyme, biraz takiminin renklerine saygi goster, amigolarda biz digerlerinden farkliyiz triplerine girmesin onlar icin kutsal formalarini giysin... sahi yaa aleni simdiye kadar besiktas formasiyla goren varmi? varsa soylesin...

14 NUMARALI FORMASIYLA

cocukluk gunlerinden kalan bir hatira 14 numara bende, ilk Daniel amokachide gormus bir anlam verememistim.. daha sonra Turkiye liglerinde avrupa ligine terfi edisim, okaya karacanla futbol mundial ve avrupadan futbol  programlarinda her hafta super yildizlari izler olmustum..14 forma numarali henryle tanismamizda o zamanlara denk gelir, o efsane asla unutulmayacak Arsenal kadrosunun Bergkampla birlikte lideriydiler. sonra Bergkamp jubileisni yapti o arseali suruklemeye devam etti, sonunda Manchester United ve Chelsea'ye her yil transferlerde boyun egen arsenalden ayrildi, yorulmustu tek basina takimi tasimaktan... en buyugune gitti barcelonaya.. Giderken tek hayali Sampiyonlar ligini kazanmakti, onuda yapti, o gunlerden hatira  14 numarali barca  formam mevcut.. ne messi ne ronaldino, henry... Arsenalden ayrilirken en buyuk forvetlerdendi belkide en iyisi ama barcada hicbir zaman merkezde oynatilmadi.. ya sagda ya solda, yinede is yapti.. bu sene David Villa transferi henrynin biletinin kesildigi anlamina geliyordu, o da bunun farkindaydi, istese hala avrupanin ust duzey takimlarinda yer bulabilirdi kendisine, o eski takim arkadasi Ljunberg gibi amerikayi tercih etti, burada tabii amerikanin futbola el atmaktaki israri onemli.. yavas yavas Avrupanin onemli isimleri katara degi amerikaya goc etmeye basladilar, ilerleyen yillarda goc edenlerin yas ortalamasinda dusus olursa futbol kendine yeni bir kita aramaya baslayabilir..

14 Temmuz 2010 Çarşamba

BIR DUNYA KUPASI MASALI

dunya kupasini 4 yil boyunca bekliyorsun, sonra maclar basliyor, dandirik maclari gorunce artik su grup maclari bitsede esas maclara gecsek diyorsun, sonra ceyrek finaller basliyor finali izlemek istiyorsun biran once, finalde oynanip bittimi... 4 sene daha bekliyorsun, adaletinmi bu mu dunya kupasi? onumuzdeki kupa brezilyada duzenleneceginden cadiri battaniyeyi aliyorum rio ya cokuyorum, yasta baya bi ilerlemis olacak ama neyse... sambaci kizlarla bir samba yapmadan gocup gidilirmi obur dunyaya..? hayatta gitmem..  neyse o baska konulara giriyor, yazimizin amaci ve vizyonu dunya kupasinda aklima\iza kazinanlar, en komik anlar veya en muthis goller olacak, uzatmadan baslayalim...

 hayal kirikligi yaratan takim: ne fransa ne italya benim nezdimde hayal kirikligi yaratmistir, fransanin domenechle mutlu sonu hicbir zaman olmayacakti, italyanin olgun adamlarindan olusan takim cok romantikti ama olmadi, kondisyonlari yetmedi..  beni kahreden takim Sirbistan oldu, onlardan ne kadar cok umutluydum oysa, sari firtina krasicin, maestro stankovicin  takimi bu topumu oynayacakti... turunuva oncesi o kadar methiyeler duzduk, yaziklar olsun....

hayal kirikligi yaratan topcu: burada bir cok oyuncu var, ilk akla gelenler rooney, kaka, ronaldo, torres.. ben oyumu torresten yana kullanicam, turnuva boyunca makina gibi isleyen takimin freni oldu, del bosque israrla oynatmasina ragmen her macta eridi rakip defansin arasinda.. sonunda bizim yenikoy kasabi kizaga cekti el ninoyu. guiza kadroda olsaydi bugun fenerbahce bambaska bir transfer politikasi yonetiyor olacakti...

en iyi teknik direktor: oscar tabarezden baskasi degil, uruguayli tum futbolculardan maksimum verimi aldi, ozellikle forlani her mac farkli pozisyonlarda oynatmasina ragmen maksimumu alabildi oyuncusundan, suarez ve cavanide bu turnuva sonrasi upgrade olacaktir onun sayesinde.. 2002 de bizim, 1998 de hirvatistanin yaptigini yapti, uruguyin tekrar bir futbol ulkesi oldugunu hatirlatti..

perisan teknik direktor: Domenech acik ara lider tabii ki bu kategoride, yoksa dungayi yazardim buraya ama, domenech ne taktik zekasini ortaya koydu ne karizmasini, futbolcular turnuva esnasinda aclik grevine gidiyordu az kalsin, ona anelka giderini yapti,kaptan evra sirtini dondu, simdi gitsin karisiyla playstation oynasin.. domenechin bir daha takim calistirabilecegini dusunmuyorum...

en komik an: arjantinli heinzenin  higuainin meksikaya gol atmasi sonrasi gol sevincine ortak olmasi, bu arada gol sevincini heinzenin gotunun dibinden yasamak istiyen kameramanin kamerayi heinzenin kafasina gecirmesi, buna sinirlenen heinzeninde kameraya bi saplak atmasi... kardesim zoom denen birsey var dimi yani.. ben heinzenin yerinde olsam bir tanede kamerana patlatirdim... izlemek istiyenler buraya yanassin..

turunvanin golu: van bronckhorstun uruguay attigi daha dogrusu ates ettigi gol derim.. vurus acisinin cepheden degilde tac cizgisi bolgesinden olmasi en onemli etken, tabii topun mermi gibi gitmesi, alcaktan yukari dogru yavasca yukselmesi ve zirveyi 90 diregine vurarak yapmasi diger etkenler, orumcegin aglarini almadi, topu orumcegin gotune soktu resmen...

turnuvanin unutulmaz ani:  bana bu turnuvayi 10 yil sorsalar ne hatirliyorsun diye fazla dusunmeden gyanin 120. dakikada penaltiyi disari attigini soylerim heralde, iniestaninda golden sonraki gol sevincini unutmam, cok duygusalim kabul ediyorum...

patlama yapan adam:  turnuva oncesi ve sonrasi taninirligi en cok artan hemde %1000 oraninda thomas mullerdir, adam almanya milli takimini surukledi resmen pesinden, ispanya macinda mullersiz almanya domatessiz peynir gibiydi..
turnuvanin takimi:  ispanya demiyorum cunku onlar turnuvanin sampiyonu, onlar ayri biryerdeler, gana diyorum, 11 adam sahada varlarini yoklarini ortaya koydular, hani ridvan hocanin bir benzetmesi var 120 km lik bir araban var onlar 110 km ile gidiyor diye... gananin 120 km lik arabasi var ama onlar 130u gorerek gittiler turnuva boyunca.. gyan o topu iceri atsa afrikanin efsanesi olacaklardi...

turnuvanin kalecisi: casillas 17 yasindan beri real madridin as kalecisi, del bosque ona guvenip o yasta real madridin kalesini emanet etti. o da kimsenin yuzunu kara cikarmadan meslegini en iyi sekilde icra etti, sampiyonlar ligi kupasini uc kere kazandi madrid formasiyla, yildizlar toplulugunun arkasini topladi yillarca, ama biz onu gercek casillasi bu turnuvada tanidik, onun sampiyonluk golunden sonra mac bitmeden aglamasini, mactan sonra sevgilisi ile roportaj yaparken opmesini, kupayi kaldirirken yuzundeki o gurur ifadesini, kariyeri kupalarla dolu olan bir adamin nasil heyecanlandigini hep beraber hissettik...

turnuvanin baltasi: bu kategoriyi sadece de jong icin actim, xabi alonso hala yasiyorsa meleklere borclu, insan havada asili kalip rakibin gogus kafesine kramponlarin civileriyle  tekme atiyorsa ben o adami adam oldurmeye kastten mahkemeye veririm, de jong mactan sonra hakem icin kararlari yanlisti demis, delikanli adammis..

 turnuvanin maci: pek cok maci sayabilirz buraya, ama oykusu olan bir mac varsa oda uruguay-gana macidir, dram, zafer, geri donus, sevinc, huzun, gozyasi hepsinden biraz degil baya vardi.. macin aktoru tabii ki suarez ve gyann, bu mactan bir film hikayesi cikar...

 iyisiyle kotusuyle bir dunya kupasi daha sona erdi, bize de artik 4 yil beklemek kaldi, dedigim gibi 2014 te brezilyadan canli bildiriyorum..

13 Temmuz 2010 Salı

PERI MASALI

20 yil sonra benimde ballandira ballandira anlatabilecegim bir takim var artik, babalarimizdan, amcalarimizdan veya futbol hastasi komsularimizdan en azindan bir takim hakkinda ovgu dolu sozler duymusuzdur hepimiz muhakkak, ben babamdan o efsane almanya takimini defalarca kez dinlemis bir insan ogluyum, 1970 ler youtube cagi olmadigi icin ancak bizim pederden dinledigimiz aklimizda kaliyor, heralde babamin adini en coskulu soyledigi futbolcu Gerd Mullerdir, haa sonunada bombaciyi eklemeyi hic bir zaman unutmaz...

   bende eger bir gun erkek cocuk sahibi olursam barcelona ve ispanya daha dogrusu katalan milli takimini anlaticam ogluma.. onlarin 90 dakika boyunca rakibe top gostermediklerini, Xavinin ve Iniestanin beraber nefes alip verdiklerini, villanin bombaci muller gibi yakaladimi affetmeyen bir santrafor oldugunu, defansta puyolun forvet yedigini, Piguenin bileklerinin bircok 10 numaradan daha kivrak oldugunu, Ramosun sag acikmi yoksa sag bekmi oynadigini hic bir zaman ogrenemedigimizi, Casillasin karsi karsiya gol yemeye yeminli oldugunu ve daha bir cok ozelligini anlaticam ben ogluma...
   ben ogluma ispanyanin ne kadar ozel oyunculardan olustugunu anlaticam, azmin, istikrarin nasil kazandigini, bazen teknik direktore bile ihtiyac olmadan kupalar kazanildigini, rakip takimdan tekme tokat yemelerine ragmen nasil baslarini one egip sadece guzel futbol oynamaya devam ettiklerinide... 2008 den baslayan ve hala devam etmekte olan , matematik dehalarinin bile o pas trafigini bir turlu cozemedigini, makine duzeninde isleyen bir takimi anlaticam...
    Benim icin simdiye dek bir Zidane ve arkadaslarinin oldugu fransa vardi simdi ise "ispanya milli takimi"var... bugun forlanin altin ayakkabi almasi bana gore ispanya takiminin basarisini gosterir.. Mullerin gol kralligi takim ici paylasimin ne kadar onemli oldugunu..
  benim artik takimim var yeni nesillere anlaticak, birgun bu Xaviler, iniestalar futbolu birakir, iste o zaman ispanyanin futbolunu "sadece pas yapiyora" kadar indirgeyen o arkadaslar gorurki onlar gibi pas yapacak ikili ne geldi nede zor gelir... Seviyorum seni Ispanya, Asigim sana Katalunya...

9 Temmuz 2010 Cuma

DUNYA KUPASI MASKOTLARI

ingiltere 1966 maskotu willie, ayni zamanda dunya kupasinin ilk maskotu ve topsuz maskotu olma ozelligine
sahip olan aslan..
 
meksika 1970 maskotu juanito, meksikalilari cok tanimliyomu tartisilir, ben daha cok kaktusu yada tekilayi  ozdeslestiriyorum onlarla
allmanya 1974 tip and tap, iste yaraticiligin bittigi yer,turkce meali tipe bak! ne bir anlami var ne ozelligi, iki tane ziplayan cocuk, tasarlayan adam cok yorulmamistir heralde..

arjantin 1978 gauchito, arjantinin cobanlarinin meshur oldugu yillar, avrupadan kacip ozgurluge giden yol arjantindi zamaninda, cok doktor, muhendis ozgurluk icin cobanlik(gauchito)yapmistir arjantin meralarinda
ispanya 1982 naranjito, ilk defa hayvan veya insandan baska bir figur kullanilmistir maskot olarak, ispanyanin meshur meyvesi portakal kullanilmis, portakali top seklinde yapsalardi sanki daha yaratici olurdu be..
efsane turnuva 1986 meksika, maskotun adi pigue, ispanyadan biraz esinlenilmis onlarda fasulyeyi kullanmislar maskot olarak, gayet basarili bir calisma olmus..

italya 1990, ciao. domatesin var, pizza kulen var, peynirin meshur, roma diye bir sehrin var senin yaptigin logonun ben...
amerika 1994, maskotun ismi gelmis gecmis en uzun isme sahip olmasindan baska ozelligi yok, maskotun ismi Striker the World Cup Pup ...
fransa 1998 footix, fransanin futbolda estigi zamanlar, maskotla takimin uyumu bu olsa gerek, zidanenin herkese horozlandigi yillar:D
japonya guney kore 2002 Ato, Kaz and Nik, tamam anladik teknolojiksiniz, bu logo benim aklimda bile kalamamis..
 
zakumi 2010 guney afrika, en azindan maskotun bir sirinligi var, bana gore italya, almanya ve japonyanin cok ilerisinde olan bir calisma olmus

yeni chicago miami

merakla beklenen karar dun aksam lebron james tarafindan verildi, lebron onumuzdeki sene miami heat formasi giyecek, dun yazdigim postta lebronun cavalleriesta kalmasinin zor oldugunu belirtmitim, chicago veya newyorku sececegini beklerken o bizi ters koseye yatirdi, james bu kararinda sampiyonlugu ne kadar istedigini gostermis oldu! gidecegi takimda taraftarin taptigi wade bulunuyor, elbetteki oda taraftarlar tarafindan sevilecektir fakat wade'in gordugu kadar ilgi gorecegini zannetmiyorum... arka planda kalacaktir, boshun takimin yildizi konumunda cikip takimin bir parcasi olacagi kesin gibi, fazla topu elinde tutmayacaktir,  wade ve lebronun iyi arkadasligini biliyoruz fakat saha icerisinde sut paylasimlarinda elbetteki sorun yasanacaktir ikiside topu eline istiyen oyuncular sonucta, basari gelirse bu sorunlar gozardi edilir, gelmezse bu uclunun cok uzun sure devam edeceklerini zannetmiyorum. lebron ve bosh kariyerlerinde en azindan bir sampiyonluk yuzugu istiyor ve suanda en mantikli takim miami gibi duruyor, yaslanan celtics, kobenin eline bakan lakersi gecmemeleri icin hicbir engel yok, miami su haliyle bana 90 larin chicagosunu hatirlatiyor orasi ayri, NBA e yeni bir heyecan geldigi kesin..
tabi burada takimin michael jordani kimin olacagini kestirmek zor, wade bu takima sampiyonluk kazandirmis durumda, lebronun gelir gelmez takimin jordani olmasi zor gorunuyor, chris bosh denis rodman rolune soyunacaktir, ben herseye ragmen wade'in takimin esas oglani olacagini dusunuyorum.. lebronda scottie pippendan biraz daha one cikan bir oyuncu rolune burunur, bizede miami heati zevkle izlemek duser, artik saat farkida yok, aksam ustu birami acar keyfimi catarim..

8 Temmuz 2010 Perşembe




Nicolae Dica

Manisaspor sessiz sedasiz rumen futbolcu dicayi transfer etmis..haberi gordugumde bu o dica degildir dedim fakat tum haberi okuyunca once sasirdim hemde baya sonra sevindim, muthis kaliteli bir futbolcu anadolu kluplerimizden birine geliyor, beni sevindirende buydu zaten, bugun uc buyuklerden birisi transfer etse kimse itiraz edemez, SL izliyicileri steau bukresten hatirliyacaklardir kendisini, hayranligimda oradan baslamistir kendisine zaten,real madrid, lyon, dinamo kievin oldugu grupta birbirinden guzel 4 gol ve 1 asist yapmis,resmen tek basina takimi suruklemistir, buyuk yildiz olacagini dusunuyorum, olamamis, ama kumasi harika bir oyuncu, inanilmaz teknik, sag ayak var sol ayak var ayni bizim pancu misali... bu sene teknik gollerini izliyecegimizden eminim, tebrikler manisaspor super ligimizin marka degerini arttirdiginiz icin... golleri izlemek istiyenler buradan yaksin..

KIRO KOBE

Kiro olunmaz kiro dogulur, superstar dogulmaz, superstar yaratilir..

NBA&KAPITALIZM&VEFA&LEBRON

efendim amerika birlesik devletleri televizyonculuk tarihinde bugun bir ilk yasanacak, lebron james espn de canli yayinda onumuzdeki sezonlarda hangi takimin formasini giyecegini aciklayacak..hemen hemen herkesin merakla bekledigi bu karar bazilarininda tepkisini cekmedi degil.. USA TODAY spor yazarlarindan mike lopresti  NBA in superstarlari cok on plana cikardigini, takim olgusunun kayboldugunu, bu tur bos, sadece sahislara yonelik haberler yerine, takimlar hakkinda yada kolej takimlarinin gelecekleri hakkinda haberler yapilmasini daha mantikli buluyor... lebron james bu aksam prime time da yani en cok TV izlenen saatlerde canli yayinda hangi takimi sectigini 1 saat surecek programda aciklayacak, Loprestinin kaygisi bu aciklamanin sadece 2 dakika surecegi ve lebronun geri kalan 58 dakikada ne konusacagi....? benim fikrim lebronun en guzel smaclarindan bloklarindan olusan en az 20 dakikalik bir video sunarlar , orada lebronun kesinlikle bir hatali pasini yada blok yedigini goremezsiniz, meraklanmayin... daha sonra lebronun nasil bir super stara donustugunu  cocuklugundan itibaren kisa kisa muthis smaclar, kirilan potalar esliginde sergilerler, merak etmeyin, lebronun 7 seneden beri bir tane sampiyonluk kazanamadigini unuturlar, nede olsa kral... boston lakers 7. macindan sonra cok kisa belirtmistim kobe ve abd icin,  amerika medyasi oyle birsey ki istedigi adami alir superstar yapar kimse bunu engelliyemez, sizi oyle bir kiliga sokar susler, allar pullar ki neymisim ulan dersiniz, kendiniz bile inanirsiniz bir superstar oldugunuza hicbir kabiliyetiniz yokken... bu sadece sporcular yada sahislar icin gecerli bir kavram degil, herhangi bir film yildizi icin, yada sadece bir film icin yada basit bir urun, kiyafet  icin gecerli, amerika  isterse! yok sattirir...
 NBA final macinda kendi gozlerimle sahit oldum, espn rejisi kobeye yakin cekim yapmak icin kobenin sayilarini,smaclarini, ucluklerini  bekliyor, hayatinin  en kotu macini oynayan kobe ne sayi atabiliyor ne savunmada etkili olabiliyor ama rejinin bir sekilde amerikanin super yildizini sahiplenmesi lazim, onun sayilardan sonra sevincini tum dunyayla paylasmasi lazim, reji efsane bir hamle yapti, oyunun en kritik anlarinda derek fiSher, ron artest ve paul gasol sayilari yaparken ekrana sayinin sahipleri degil kobe geliyordu ekrana ve onun ulan sictik ama seviniyor gibi yapiyim surati... kobe ne de olsa bu isin kasari olmus bu isten nemalanan en buyuk amerikan stari!  orada kameralara onlarin istedigi pozu vermek zorunda, siz pozu verin onlar isi bitirir zaten...  Kobenin rezil performansindan sonra finalin MVP si secilmesi hic tesaduf degil, gasolun 7 mactada insan ustu performansina ragmen MVP secilmemesi yine tesaduf degil, cunku orada bir cikar yok, dev reklam anlasmalari, sponsorlarla imzalanmis anlasmalar, TV gelirleri problemleri oraya dahil degil...
  cok uzattim, bugun lebronun canli yayini sadece amerikanin kapitalist yayini olacaktir, muhtemelen 100 milyondan fazla insan canli takip edecek, lebron New York yada Chicago sehrini  secerse bu transferin business kismi ikiye katlanir bu iki sehrin  potansiyeli itibariyle, olduki cleavland da devam ederse ki bana gore dusuk bir ihtimaldir, vefa duygusuyla yapilmis bir hamle olacaktir, bekleyip gorecegiz kapitalizm mi yoksa vefami galip gelecek...

SERENANIN POPOCUGU...

MASALLAH

ARADAN GECEN ZAMANDA

Aradan iki  sene gecti degisen pek birsey olmadi, ispanya yine kazandi almanya kaybeden taraf oldu.  2008 yazinda finalde kaybetmisti panzerler, bu sefer soguk bir havada, yari finalde iki sene oncesine gore daha iyi bir futbolla kaybeden taraf oldular, tabii o zamanlar mesut yok, ballak kaptan, schwenstieger sag acikti... ispanya hemen hemen kadrosunu korudu senna emeklilige yaklasti, guiza yoklarda, david silva torresin formsuzlugunun, villanin formunun kurbani oldu, yakisikli  sol acigi doya doya izliyemedik...katalanlarin simge adami puyol yapti abiligini ispanyanin beyazlarina, kafayi gomdu panzerlerin kalbini kirdi...
 finalde ispanya elbette favori bizim icin kim kazansa farketmez artik ama gonul bu iste yinede ispanya diye tutturuyor...