10 Nisan 2010 Cumartesi

inadina denizli

   Uzun süreden beri merak edilen imza bugün açıklandı, mustafa denizli bir yıl daha beşiktaşın başında. Öncelikle kendimin ne hissettiğimden bahsedeyim daha sonra genel bir bakış atarız imzaya.

  Yıllardan beri dövündük durduk istikrar istikrar diye.. kimi göndersek hep geriye gittik ileri gitmek yerine. Sonunda istediğimiz oldu 1.5 yıldan beri takımımızın başında bulunan denizliyle lig bitmeden seneyede beraber olacağımızın garantisini aldık yönetimden. Takımın başında sadece teknik direktör değil denizli, o takımın lideri, babası, beyni, sportif direktörü, basın danışmanı, başkanı… inanın bu liste uzar gider.. görmediğimiz göremediğimiz onlarca şeyi tek başına yapan adamdır denizli.. kim derdiki yıldırım demirören basına aleyhimize malzeme vermeden duracak, isyan bayrağı açmış taraftar tekrar takımı ayağa kaldıracak, yıllardan beri takım içi kazan gibi kaynayan takım hemen hemen her hafta mangal, doğum günü, gezi gibi mazeretlerle biraraya gelip kolej havasını bizlere yıllar sonra gösterecek.. ankaraya uçakla değilde otobüsle gidecek sırf biraz daha beraber vakit geçirmek için.. duruşuna, karizmasına,futbol bilgisine saygım sonsuz hocamızın…
  Bunlar kendi düşündüklerim.. şimdi bir genel olarak bakış atalım denizliye..
  İstikrarın bir takım için ne kadar önemli olduğu apaçık ortadadır..sırf bu neden bile mustafa denizli ile imza atmaya yeterlidir. Kaldıki mustafa hoca kendini türk futboluna kanıtlamış en iyi iki teknik direktöründen birisidir. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok başında olduğu takımla iki kupa kazanmış bir teknik adamdır. Beşiktaşın son yıllarına baktığımızda ortalama her beş yılda bir şampiyon olduğunu görüyoruz, hoca bunu geldiği yarım sezonda başarmıştırki bu ona en az beş yıl teminattır.
   Eğer bu sene biz yine şampiyonluk konuşuyorsak, bu denizlini eseridir, denizli beşiktaş camiasının kaybolmuş olan ‘’özgüveni’’,’’büyük takım’’ olma hisiyatını tekrar canlandırmıştır, ki 29. haftadayız ve 5 puan gerideyiz, bu işte başarının en büyük örneğidir, inkar edilemez bir özgüvendir. Beşiktaş yıllarca sezon boyu lider götürdüğü ligi son haftalarda baskıdan yada başka sebeplerden dolayı kaybetmiştir, bizim gözlerimizin son iki yıldır gördüğü deyim yerindeyse arap atı gibi bir takım. Küçümsenemiyecek puanlarla geri düşmesine rağmen şampiyonluğu sonuna kadar kovalayan, yılmayan, taş gibi savunmasıyla geçit vermeyen bir takıma dönüşmüştür.. bu aslına bakarsanız inanılmaz başarıdır denizli için, yıllarca hep çok gol atan ama çok gol yiyen takımlar yaratmıştır denizli. Beşiktaşta tamamen boyut değiştirip savunmasıyla övgü almıştır. Onun en iyi bildiği şey olan hücum futbolu hiçte uzak değildir beşiktaşa. Gelecek sezon itibariyle bu gözler toplu hücum yapan, gol yemeyen bir takım görürse kimse bu takıma ne oldu diye şaşırmasın…
   Denizlinin beşiktalı olduğunu daima dile geitrdiği yıllar öyle pek çokları gibi büyük takımlara transfer olduktan sonra gelmemiştir. Denizli futbolculuğundan beri beşiktaşlı olduğunu açık açık söyliyerek kaliteli bir duruş göstermiştir. Bu durum galatasarayı ve fenerbahçeyi şampiyon yapmasına inkar olmamıştır. Hoca sonunda gönül verdiği takımın başında.. bugün büyük bir kısım denizlinin klüp içinde sözünün geçtiğini hatta başkanı bile yönettiğini konuşuyor. Bu işte denizlini karakterinin ne derece sağlam olduğunun göstergesidir. Hiçbir zaman başkasını maşası olmamıştır denizli. Bu yüzdendirki sözleşmesini daima bir yıllık yapar. Kimseye gebe kalmamak için, rest çekebilmek için, istediği şartları oluşturabilmek için..
    Ben sadece denizliyi kazanmak için batuhanı harcamaya hazırım bunu net bir şekilde dile getiriyorum. Çünkü   biliyorumki batuhanda beşiktaş aşkına dair bir gram parça yok..onu ne kadar savunduysam o hep bizi yanılttı, yüzüstü bıraktı.. takım içinde bir tane altyapıdan sivri, sorunlu adam varsa o takımı paramparça eder, yabancılar, yerliler ikiye bölünür, yerliler, altyapıdan gelenler birbirine düşman olur, takıma yeni katılanlar ile eskiler arasında istenen iletişim sağlıklı gelişmez, buda size paramparça kendi içinde bölünmüş, saha içinde birbirine pas bile atmak istemiyen, mutsuz bir takım,sinirli taraftar profili ortaya çıkartır.
   Denizli’nin teknik taktikten daha çok başarılı olduğu alandır insan iletişimi. Bunu her gittiği takıma aşılamaya çalışır . sorunlu futbolcu istemez, takım içinde problem, huzursuzluk yaratan futbolcuyu barındırmaz. Kazanmaya çalışır fakat karşısındakinden istediği reaksiyonu alamayınca kapının önüne koyar…
Sözleşmenin bu kadar kritik haftalarda gelmesi müthiş bir hamledir. Takım mustafa denizliye saygı duyuyor ve kalmasını istiyordu. Bu son haftalara girilirken ekstra bir moral olacaktır. Denizlinin kafası biraz olsun rahatlamıştır. Seneye yapacağı takviyeleride belirlemiştir. Yönetim iç transferi hemen hemen bitirdiklerini açıkladı. Serdar özkanda kalacaktır. Geçen sezon yapılan gökhan zan saçmalığı bütün transferi alt üst etmişti, ferrari gelmiyecekti o kalsaydı. Her işte bir hayır var işte, fakat tabatada alınmayacaktı o vakit… denizlinin istediği 10.5 tabata kesinlikle değildi, o daha çok ikincil forvet, kanat oynıyabilecek birisini istiyordu, bu sezon iki tane istiyecektir onlardan… delgadoyu seven hoca onu takımda tutup, tello, zapotochny,tabata belki holoskoyu gönderecek..
  Yönetime isyan ettik, bağardık, çağardık hepsi bitti, artık önümüzde 5 hafta ve trabzon,fenerbahçe bursa maçları kaldı zirve için. Şampiyon olursak kaymaklı ekmek olur.. benim hala inancım var bu takıma, şampiyon olmasalarda onların sahada sonuna kadar saldırmaları beni mutlu ediyor.. seneye bol goller temennisiyle

Hiç yorum yok: