5 Ağustos 2010 Perşembe

MOURINHODA BIZI GORECEKMI?

Turk futbolu olarak avrupa futbolunun neresinde oldugumuzu dusunmemiz gerektigini bir kez daha gorduk.  Futbol tarihimize baktigimiz zaman son 10 yillik donemde istikrarli olmadan bazi basarilar elde ettigimiz gercegi var.Ilk basta Galatasarayin avrupadan bir kupa getirdigini goruyoruz daha sonra o kupayi kazanan kadronun cekirdegini olusturdugu milli takimin 2002 Dunya kupasindaki basarisini. Daha sonra besiktasin UEFA'da ceyrek finalini, 2008 Avrupa sampiyonasindaki  geri donus mucizeleriyleriyle kazandigimiz 3.luk, son olarak Fenerbahcenin ceyrek finalde Chelsea'ye yenilerek sampiyonlar ligine vedasini hepimiz hatirliyoruz.. Bu surecin oncesine baktigimiz vakit Hem klupler bazinda hem milli takimlar bazinda cok iyi bir karnemizin olmadigi gercegi var, 1980'lerin ortasina kadar orta duzey bir Avrupa takimina gol atildiginda sevinen bir toplumumuz oldugunu, 5-1'lik bir yenilgi sonrasi yenildik ama ezilmedik Mansetlerinin susledigi gazetelerimizi hala arsivden cikartip gulumseyebiliyoruz..

 Turk Futbolunun eskisi kadar kotu olmadigini biliyoruz fakat hala o hayalini ettigimiz basarilarin gelemiyecegini agustos ayinda idrak edebiliyoruz, Takimlarimizin hersene "super" transferlerle Avrupa macerasina atildiklarinda hicte hesapta olmayan sonuclar ortaya cikabiliyor.. Bugun Besiktas Plzen'i, Fenerbahce Young Boys'u,  Galatasaray OFK Belgrad'i kurada cektiginde Gazetelerimiz gayet kolay ekiplerle eslestigimiz belirtiyorlar, Peki kazin ayagi oylemi? Kesinlikle degil.. 2004 Avrupa sampiyonasina direk katilma hakkimizi Ingilterenin arkasinda kalarak kaybetmistik, Play Off'lara katilma hakkini 2. oldugumuz icin kazanmistik muhtemel rakiplerimiz arasinda Letonyaninda bulundugu bir kura gerceklestirilecekti, kura oncesi bir spor gazetemizin attigi manseti dun gibi hatirliyorum "Cek Bi Letonya".. Spor gazetesinin dedigi gibi oldu kurada en kolay gozuken takimi sectik, medya gelismis Turk Futbolunun bu kucuk ulkeyi rahat gececegini iddia ederken aci son gecikmiyordu, Letonyayi iki mactada yenmeyi basaramiyor finalleri evimizden izlemek zorunda kaliyorduk..
  Bizim icin artik cok daha onem kazanan 2006 Dunya Kupasiydi, gruplarda Turk basinina gore kaymakli kadayif gibiydi, nede olsa  bizim gidemedigimiz Avrupa Sampiyonasini "basit defans futbolunu" oyniyarak kazanan  Yunanistanla ayni Gruba dusmustuk, Ukraynayi, Danimarkayi saymiyorum bile bizim medyamiz gibi.. Dunya kupasinin Almanyada oynanacak olmasi Basinimizin istahini iyice kabartiyordu, maclarda ev sahibi gibi oynayacagimizi heyecanla anlatiyorlar, finalin isten bile olmadigini dile getiriyorlardi.. Eleme gruplari basladiginda anladikki maclar sahada kazanilyormus, Gurcistana icerde kaybettigimiz o 2 puan basimiza cok buyuk isler aciyordu, Ne zamanki medya Dunya Kupasinin ellerimizin arasindan kayip gittigini gordu, o zaman basindan isin vahimiyetini okumaya basladik, iste o zaman futbol oynamaya karar verdik, Ukraynayi ve Arnavutlugu  deplasmanda yenerek ancak ikinci olabiliyorduk.. Yine bir Play Off oynamamiz gerekiyordu bu sefer rakipler icerisinde en gucsuz olaninin Isvicre olunduguna karar verildi  medyamiz tarafindan, ayni spor gazetesi 2 sene oncesinden ders almamis olacakki sadece ulke ismini degistirerek  ayni manseti atiyordu "Cek bi Isvicre" gazetenin dedigi yine oluyor Isvicreyi cekiyorduk... Medya yeniden derin bir ruyaya daliyor elemeleri dusunmeden Dunya kupasinin hayallerine daliyordu... Ruya kabusla sonuclaniyor uykudan uyandigimizda Turk Futbol tarihine gececek bir rezillikle sonuclaniyordu.

   2010 Dunya kupasi eleme gruplari ise uzerine oturulup en cok dusunelecek olan eleme surecidir.. Grubumuza 1. torbadan giren Ispanyadan cok Ermenistani konusan bir medyanin Futboldan ne bekledigini merak ederim, O konu son 100 yildan beri cozulememis nice Krallar, Cumhur Baskanlari, Profesorler, Tarihciler olaylari aydinlatamamisken bizim Spor Medyamiz tarihin derinliklerine indiler olaylari kurcakadikca kurcaladilar, bu arada asil meslekleri olan Futbolu  unuttular, biz arkadaslar  arasinda ya bu belcikada ne gencler var, Bosna Hersekteki Dzeko,Misimovic, Salihovic, ibisevic  dortlusunun cogu Avrupa takiminda olmadigini konusurken onlar Ispanyanin liderligini kabul etmisler ama biz yine her zamanki gibi Play off'lara kalir ordan sonrasini dusunuruz havasindaydilar.. O hic sallamadigimiz zamaninda Osmanli Devleti himayesindeki, Yillarini savas yoksulluk, sefalet icinde gecirmis Bosna bizim onumuzde grubu ikinci bitiriyordu... Medya sucu kendinde degil futbolcularda, teknik heyette buluyordu.. Nasil oluyorda Turkiye bu kadar basit bir gruptan cikamiyordu...

   Burada basimizdan gecirdigimiz butun is kazalarini yazmak istemiyorum, istesemde sayfalar yetmez zaten.  Yukarida verdigim ornekler milli takim uzerinden oldu cunku medyamizin tek bir ortak dil kullandigi unsur Milli takimlar oluyor. Sira klup takimlarimiza geldiginde de herkes cikari yonunde hareket ediyor.. Ama ortak paydada kluplerimizin cogu dogu avrupa takimlarinin cok onunde oldugu yonunde bulusuluyor. Oylemiyiz?  Butce olarak, Stad olarak, Taraftar olarak evet ama  Plan, Proje,Alt Yapi, Futbol Kulturu bakimindan neredeyse tum Avrupa ulkelerinin gerisindeyiz. Istedigimz kadar Transfere butce ayirsakta bir futbol kulturumuz, Gelecege dair yapilan bir planimiz olmadigi icin herhangi adini duymadigimiz Iskandinav, Dogu Avrupa takimi gelip bizi perisan edebiliyor. Ve bu perisanlik sonrasi medyada okuduklarimiza gore hatali olan genelde Futbolcular, Teknik Direktor oluyor.  Ben mesela hic denk gelmedim basinda Young Boy'sun en tehlikeli oyuncularini gosterildigi videolar, Zayif yonleri, Taraftarlari.. Haklarinda tek okudugum "isvicrenin zayif ekibi", "tam disimize gore", "cantada keklik" gibi ibareler oldu..
   Plzen macinin zorlu gececegini medyayi saymazsak cogu besiktasli ongorebiliyordu fakat ilk yari 4-5 tane yuzde yuz gol kaciracagini dusunmemistik..
  Turk Medyasinin  caga ayak uyduramadigini, gorevlerini tam yerine getiremediklerini, aralarindaki az cogunluk disindaki tum isimlerin artik degismesi gerektigini dusunenlerdenim, karsisindaki rakibi kucumsemek yerine, ona saygi gosterip arastirmalarini, bize gerekli alti dolu bilgiyi vermelerini, Benim bilmedigim bilgileri ulastirmalarini,  tamamen objektif yorumlar yapmalarini, Kimsenin saksakcisi olmamalarini, Idmanda futbolcularin duz kosu yapip ardindan 5'e 2 calistiklarini soylemek yerine, klubun gelirlerini giderlerini gosteren maliyet tablolarini, Ic saha macindaki hasilat gelirlerini, baskanlarin sadece baskanlik secimlerinden onceki vaadlerini degil, hangi vaadlerin yapilip yapilmadigini, yapilmadiysa bunun icin gerekli yoneticilerle konusulup neden yapilmadigini arastiran medya istiyorum. Guti transeri gerceklestikten sonra Guti Kimdir yazip Altina Dogum yerini, oynadigi klupleri yazmak yerine, onunla yapilmis genis bir roportaj istiyorum... Teknik Direktore nasil bir mac oldu sorusu yerine, taktik  dizilis hakkinda soru soran muhabir istiyorum. Turkiye-Ispanya macini yorumlayan kisinin ya su 4 numarali oyuncu ne oyuncuymus pehh, demesi yerine o oyuncunun kariyerini  bilen adamin oraya oturtulup o oyuncuyu benden daha iyi bilen birisinin bana anlatmasini itiyorum..

    Ben cok sey istemiyorum olmasi gereken seyleri istiyorum. Nasil biz is hayatimizda istedigimiz mevkiye gelebilmek icin devamli cagi yakalamak, kendimizi gelistirmek, yeni seyler ogrenmek zorundaysak bu ulke spor basinimiz icinde  gecerli.. Ben ve  benim disimda bircok kisinin  hobisi futbol,biz bu isi profesyonel olarak yapmiyoruz, sadece futbol tutkusunun getirdigi merakla izliyoruz, takip ediyoruz dunya futbolunu, eger ben meslegi futbol olan adamdan daha cok futbol maci izleyip, Avrupadaki gazeteleri acip ingilizce olanlarini okuyup, Italyanca,Ispanyolca olanlarini usenmeyip google translator'i acip okuyorsam, Dunyadaki Futbol hakkinda neler olup bittigini senden daha  cok arastiriyor, ogreniyorsam,  hemen gidip once bir lisan  ogreneceksin.. Abarttigimi sakin kimse dusunmesin, Turkiyedeki en buyuk sektorlerden birisi futbol sektoru, yilda milyarlarca dolarin dondugu bir sektorde calisan bir gazetecinin, yorumcunun, spikerin, muhabirin yabanci dil bilmemesi demek cagin gerisinde kaldiginizn bir numarali gostergesi.. Eger sen Avrupa basinini takip etmiyor yada  edemiyorsan, takip edebilen futbolsevere ne verebileceksin, yada bilmeyen futbolsevere verdigin bilgiler ne duzeyde olacak? Futbolu senden daha fazla bilen adam  sana cogu kisinin yaptigi gibi gulecek, diger bilmeyen garibanda Robinho'yla, Adebayor geliyormus beyler  bu sene kesin sampiyonuz diyecek..

1 yorum:

The Eagle Abroad dedi ki...

Simdi i... Basin bunuda yazin desek, cuk oturmazmiydi?