27 Aralık 2008 Cumartesi

Yine Yılbaşı

yılbaşı dendiğinde çoğu kişinin aklına ilk gelen şeylerden biri kardır. ama ne hikmetse benim hatırladığım kadarıyla yılbaşını karla beraber kutlamışlığımız yok.
ama nedense her yılbaşı yaklaştığında inadına her yer kar motifleriyle süslenir, çam ağaçları kesilir, süslenir ve gece saat 00:00 beklenmeye başlanır. alkol sınırları zorlanmaz 12 den önceki sabaha kadar ayakta kalınabilsin. evin hanımları o gecelerde mutfaktaki tüm hünerlerini gösterirler. evin erkekleri biraz modern takılmaya çalışıyorsa hanımın yastığın altına kırmızı tangayı çoktan koymanın verdiği rahatlıkla koltuğuna yerleşir. ailede çocuk varsa ki en gariban ve aldatılmış onlardır bu günlerde çaresizce karın yağmasını noel babanın gelip onlara hediyelerini vermesini beklerler. saat 12 ye geldiğinde evde bir şenlik havası vardır herkes birbirine sarılır ve klasik sözler söylenmeye başlar ''en kötü günümüz böyle olsun'' ama hiçbi zaman öylede olmaz. evden 12 den önce ayrılan varsa ''seneye görüşmek üzere '' esprisini elinin içine yazmış okumuş bol bol sahte kahkahaya sebebiyet vermiştir...
sabah oldğunda çocuklar aldatılmış olmanın üzüntüsünü yaşar. ne kar yağmış nede noel babanın uçan geyikli arabasını görebilmişlerdir.
evin babası akşamda kalma bir şekilde kara kara düşünür: ''b.k vardı o kadar içicek karı iki saat bekledi 1 tık olmadı''
diğer gün hayat normale döner ve bir yıl daha iple çekilir yapamadıklarını yapmak için....

Hiç yorum yok: